sıcak bir pazar gecesinde kış fragmanları

bu kızı sevemiyorum. sevmeye de çalışmıyorum. gerçi her bir filmini izlediğimde bu çabayı farkında olmadan sarf etmiş bulunuyorum. anne hathaway'den bahsediyorum. ne yapsa inandıramıyor beni. hep biraz sahte. love and other drugs kasım sonunda vuracak sinema perdelerini. jack gyllenhaal viagrayı ilk pazarlayan genç, zeki, zıpır adam rolünde. bu hapın ne de müthiş ve espri makinası bir buluş olduğu yıllara götürecek film bizi. (birazcık made of honor'ı anımsattı bana, kağıttan kahve bardaklarının etrafını sararak ellerimizin yanmasını engelleyen kartonu keşfeden ve bu sayede hayatının devamını hiç çalışmadan geçirebilecek kadar zengin olan patrick dempsey'i, uzaktan) filmi izlemeden birşey diyemeyeceğiz.



şansa bakın ki karşımıza, jake'in eskisi reese'in bir filmi çıkıyor şimdi de. hem de ciddi suratlı komiklerden paul rudd ile paylaşıyor başrolleri. kimler yok ki gerçi kadroda, jack nicholson olsun, owen wilson olsun bir sürü tatlı insan var. yalnız aralık'a kadar beklememiz gerekecek izlemek için how do you know'u. zaten çekimleri de bitmedi herhalde, ya da reese witherspoon film boyunca aynı american apperal üstü giyip duruyor belki de.
reese witherspoon'u da sevmem pek ayrıca. (zaten jake gyllenhaal'la sahneyi film ya da gerçek hayatta paylaşanlardan hoşuma giden sadece kirsten dunst-gerçek hayat- ve jena malone-donnie darko...)


az sonra: haftasonu çıkarmaları