cannescannes


filmde yılmaz erdoğan da rol alıyor...


cannescannes dansımıza yurdumuzun biricik evladı nuri bilge ceylan'ın bir zamanlar anadolu'da'sı ile devam ediyoruz. oldukça sessiz bir fragman ile karşı karşıyayız. olaylar nasıl gelişecek bilemiyorum ama taner birsel'in filmdeki varlığının içime neşe kattığını söyleyebilirim. (kendisinden az sonra, bizim büyük çaresizliğimiz adı altında da bahsedeceğiz.)





evet filmde ryan gosling'e carey mulligan eşlik ediyor.

drive'da pek havalı ryan gosling'i izleyeceğiz. tabii izlemek istersek şayet. kendisinden biraz soğuduğumu da ayrıca itiraf etmeliyim. o kaslandıkça ben ürperiyorum.





afiş bir sansasyon yarattı.

l'apollonide ilgimi hemen çekiverdi. yönetmeni bertrand bonello'nun le pornographe'ını vhs kasetten izlediğim bologna akşamüzerini de unutmadım ayrıca. müzik seçiminin harika olmasının yanı sıra kostümler de bizi bir süre oyalayacak gibi duruyor şu ilk bakışta.




sayın kaurismaki'nin le havre'sindnen bir klip daha. filmin genelde yazılıp çizilen konusunun daha bir yansıttığından, paylaşmak istedim.





oslo 31 august beni ister istemez ilgilendirdi. ayrıca kız çok güzel. ve romantik birşeyler de olabilir oğlanla aralarında gibi görünüyor. joachim trier ile lars von trier birkaç göbek öteden kuzenlermiş. soyad benzerliği oradan yani. kendisinin ilk filmi reprise'i izlemek için ise pek sabırsızlandığımı belirtmeliyim.






dardenne kardeşler de cannes'da her yapıtlarıyla ödül toplayan isimler. son meyveleri le gamin au velo/bisikletli çocuk'un fragmanından ben sadece bazı kelimeleri anlayabildim ve buna çok sevindim. fransızcamı ilerletmeye çalışırken de fragmanı izlemeyi unutuverdim sanırsam. altyazılı versiyonunu bulduğum an paylaşırım na-frankofon kardeşlerim.



önümüzdeki günler cannes şenlikleriyle renklenecek belli ki. bu akşam, 19:30'da ntv'de açılış seremonisini izlemeyi unutmayın derim ben. sevgiler.