50/50: bir şiir



bir şiir derken çok muhteşem bir film izlemekten bahsetmiyorum- şiir gibi anlamında değil yani. bu filmle ilgili yazmış olduğum bir şiiri haber veriyorum sadece. buyrun:

çok depresiftin fifti fifti ama yine de sevdim seni.
bir daha yüzüne bakmam fifti,
son anda beliren o kocaman gülümsemen olmasa,
ben seni ellerin ol diye mi sevdim fifti fifti.

başrolü joseph gordon levitt ile paylaşan seth rogen'in söylediği gibi bu bir 'kanser komedisi'yse şayet, kanser ve komedinin dozlarının fifti fifti paylaştırılmadıkları aşikar. kanser %80 komedi %20 oranında diyelim, mertlik bizde kalsın.

ha bir de benim br türlü sevemediğim yüzlerden biri olan anna kendrick bayağı başarılı bir kız. cuk oturmuş rolüne yine. zaten hafif benzerlikler de taşıyor up in the air'de canlandırdığı duygusal karakteriyle buradaki çömez psikolog halleri. twilight'ı ise hiç görmemiş gibi yapıyoruz.

önce filmin fragmanına, ardından da seth rogen'in konuk olduğu eylül'den kalma david letterman'a bir göz atın.