bizim büyük hayalkırıklığımız


böyle şaşkınım ben de dark shadows'un kötülüğü karşısında.

etrafta duyduğum seslerden biliyordum da kulak ardı ediyormuşum belli ki, kendi rızamla ve ümitle gittim dark shadows/karanlık gölgeler'i izlemeye.
başlangıcı fena olmayan film ne yazık ki vaatlerinin içini dolduramıyor, kopuk senaryosu, kötü makyajlarıyla elindekinin değerini bilemiyordu.
bunu yapan tim burton. okduğum çeşitli röportajlarda kendini ne denli şanslı hissettiğini dark shadows'un onun için ne kadar önemli bir proje olduğunu çocukken hep izlediğini anlatıp durmasına ve bu senaryo ona fantazide en ileri vitesleri seçmesine izin veriyor olmasına rağmen bir şeyler onu çok fena durdurmuş sanıyorum.
beklentilerimin karşılanamayacağını tahmin ediyordum da beni şaşırtan bu kadar acemice kotarılmış birşeyle karşılaşmak oldu.
özellikle helena bonham carter ve johnny lee miller'ın karakterleri nasıl da kaybolup gitmişti.
peki ya en sondaki kurtadama ne demeliydi. burton izleyicisini ciddiye almayı bırakmış mıydı? onlar beni ne yapsam sever diye mi düşünüyordu?
hep o genç üniverstileliler yüzünden bence. balkabağı jack figürlü çantaları asıp tişortleri giyip corpse bride/ölü gelin makyajları yapıp kendilerini burton hayranı ilan ettiler.


çok sevdiğim bu adam artık hep düşüşte, ağzından yeni hiçbir söz aklından taze hiç bir fikir çıkmamakta. belki de kendini nadasa bırakmalı? az para kazandığı zaman biz onu daha çok seviyorduk... alice harikalar diyarı'ndan sonra bile hala senin tarafındaydım tim, bana bunu yapmamalıydın!


gilles barbier'in çok sevdiğim super hero nursing home/süper kahramanlar huzurevi isimli işi. diğer karakterleri görmek için tıktık

ps: michelle pfeiffer'ı uzun zaman sonra izlemek keyifliydi, göz zevkimi yerine getirdi yaşlandığını hiç gizlemese de. kedi kadını yeniden oynamayı çok isterim demiş geçenlerde. boşversin bence. burton'dan zaten iş çıkmaz, nolan da tamamladı üçlemesini. hem bu haliyle kendisi emekliye ayrılmış süper kahramanlardan farklı görünmez bence.