bradley cooper'ı en son asker olarak izleyip hayal kırıklığına uğradıktan sonra şef rolü de öyle pek inandırıcı gelmedi. oyunculuğunu eksik bulduğumdan filan değil, oyunculuk müessesesine mesafe duyduğumdan.
bilmiyorum, bu aralar bir uzağım zaten her şeye.
şansıma izlediklerimin de çoğu değersiz çıkıyor. hayal kırıklığına uğrayıp duruyorum.
bakın true detective'in ikinci sezonuna... mr robot konusunda da kararsızım. rami malek ve ses tonu dışında kanıma giren bir şey bulamadım. yani evet, yaptığı sistem eleştirisinin sonuna kadar arkasındayım da, ben christian slater'ı archer'daki cia ajanı olarak tercih ediyorum mesela. evet, çizgi bir karakter olarak.
konsantrasyonum bozuk bu ara sevgili seyirciler, belki de sıcaklardandır. esmiyor biliyorsunuz.
neyse, burnt'e dönelim, cooper beyefendiyle sahneyi sienna miller, emma thompson ve jamie dornan (!) gibi brit'ler paylaşıyor. çünkü film londra'da geçiyor. fragman boyunca sienna'nın sesinin hiç duyulmamasına aldırmayın, en son bu yazının başlığına ilham olan sözleri eden kendisi. yönetmen john wells, hiç beğenmediğim august: osage country'nin de arkasındaki kişi. meryl streep'e en haksız oscar adaylığını getiren dünya sıkıcısı film.
fragmanın en güzel yanı ne derseniz: yine en sondaki çırpma sesleri.
bir mutfağı daha iyi ne betimleyebilirdi ki? mutfağın sesi yok, ya da...
fragman şurada bir yerlerde olacaktı ☞