en sevdiğim filmlerden biri dizi oluyor.
2000 yılında nick hornby'nin kitabından uyarlanan filmin başrolünde rolüne acayip yakışan bir john cusack, dünyamıza bomba gibi düşen bir jack black ve yan rollerden birinde de olsa cosby show'dan sonra daha bile güzelleşmiş olan lisa bonet çıkmışlardı karşımıza. catherine zeta jones, sanat hayatına memleketi danimarkada devam etmiş olmasından mütevellit daha sonra pek haberini alamamış olduğumuz iben hjejle ve tabii tim robbins'den de bahsetmemek olmaz.
şimdi, yani 14 şubat 2020 itibariyle de filmin dizi versiyonuyla tanışmaya hazırlanıyoruz. başrol bu sefer bir kadına ait. kadın kim? ilk filmde rob gordon'un kaçamaklarından birini canlandıran lisa bonet'nin lenny kravitz'le üretmiş oldukları kızları zoe kravitz'den başkası değil.
anasına bakıp kızını almışlar yani adeta.
ben tabii ki izleyeceğim ama içimde bir korku olmadığını sanmayın.
bu noktada da alt yapıya bakmak gerekiyor.
dizinin yapımcıları sarah kucserka ve veronica west hart of dixie ve brothers and sisters'tan hatırlanabilir. benim izlemediğim chicago fire ve state of affairs gibi diziler de mevcut cv'lerinde.
nick hornby'nin satırları ve zoe'nin oyunculuğu iyice önem kazanmış durumda bence bu durumda. ve bu aşırı zayıf, güzelliğinin sanki pek de farkında değilmişi oynayan hipster kızımızın sadece fragman boyunca bile bir paket sigara içmiş olması soru işaretlerimin sayısını artırıyor.