bugün değil ama dün, pretty little liars isimli diziyi test ettim.


kurgusuyla bana çokça desperate housewives'ı (beş arkadaşın beşincisinin aniden ortadan kayboluşu ve ardından da ölümüyle birlikte satılarının dörde inmesi) anımsatan ce abc familiy'de yayınlanan dizi tam bir çerez, hemen bitip tükenen ve vaktinizi de tüketen cinsten.
kanalların acilen gossip girl'ün başarısına ulaşacak bir dizi bulma hayallerine en çok yaklaştıkları yapım olduğunu düşünüyorum.
90210 ile başlayan bu koşuşturmaca, dawson's creek, oc ve gossip girl ile iyice pekişmişti. 90210'un yenisi eskisinin fendini neredeyse yenmek üzereyken, bu tarz seyirliklerin hazmının çok hızlı ve kolay olduğunu bilen yapımcılar da ellerindeki tüm kozları kulanıyorlar yeni dizilerinin daha kalıcı olması ve tutulması için.
tam bir yıl önce ölmüş olan arkadaşlarından hayatlarının çok ince detaylarıyla ilgili esrarengiz mesajlar alan 16 yaşındaki bu liseli kızlar, bu gizemi çözmeye daha altıncı bölüm itibariyle (sekiz bölüm oynamış şimdilik, ben altıya kadar sabredebildim) bile bayağı bir yaklaşmış durumdalar. gizem çözüldükten sonra neler olacak bilemiyorum.
başrolde olduğu varsayılabilecek aria karakterini canlandıran lucy hale'in (fotoğrafta parmaklarını bir hemşireymişçesine dudaklarına götüren kız), bölümün başında, sonradan ingilizce hocası (burda da 90210'da da yaşanan bir half nelson durumu var-birazcık parenthood'da da var-ne kadar meraklıymışız genç öğretmenlere meğersem) olduğunu öğreneceği zatla yaşadığı ilişki ise meredith ve derek'i daha fazla hatırlatamazdı herhalde. aksi gibi babasının bir yıl (bu bir yıl nelere kadirmiş, belki de tesadüften fazlası yatıyordur bu tarihlerin altında) önce annesini aldattığı öğrencisi olan kızın adı da meredith.
kızlardan birinin annesi rolünde melrose place'in syney'sini görmek de şaşırtıcı oldu. melrose'daki kadar dalavereci değil gibi görünse de senaryonun devamlılığı için en masum karakterlerin bile ne hallere girebildiklerini gördük bugüne dek defalarca. izleyici şaşırtmak artık bayağı zor...

günün birinde evde yalnızsanız, içinde tüm dizi ve film arşiviniz yer aldığı external hardisski bir yerlerde unuttuysanız mesela, ya da sadece yeni ve aklınızı meşgul etmeyecek birşeylere odaklanmak niyetiydeyseniz, tavsiye ediyorum. kaybedecek vaktim yok diyenleri ise saygıyla selamlıyorum.