yürüyenler*



bu birçoklarınız için geç kalmış bir bilgi ancak ben yine de duygularımı paylaşmak gereği duyuyorum sevgili izleyiciler.
bir kaç gündür the walking dead isimli zombi dizisini izlemekteyim/z mini aile meclismizde.
şu ana kadar gördüklerimden ben şahsen büyük keyif aldım.
dizi 2003 tarihli aynı isimli robert kirkman tarafından yaratılan çizgi romandan uyarlama ve mad men, breaking bad gibi dizilerin yapımcı kanalı amc'de yayınlanıyor.


rick grimes

başrolde, en çok da love actually'den hatırladığımız birazcık dar omuzlu ama kesinlikle ilgiye değer aktör andrew lincoln bulunmakta. hatırlarsanız filmde arkadaşının aşkı keira knightley'ye çok tatlı ve yürek burkan bir şekilde ilan-ı aşk ediyordu evlerinin kapısı önünde. kendisi chris o'dowd'ın (the it crowd, bridesmaids) daha ciddi bir versiyonu büyük krallıktan bana soracak olursanız.

dizinin yaratıcı ve yapımcısı frank darabont (the shawshank redemption, the green mile) ismini ise bir çok başarılı yapımdan zaten tanıyorsunuz. neredeyse bruckheimer gibi bir etki bırakıyor bu darabont ismi bünyede. ama abartmayalım tabii.

rick grimes rolündeki lincoln girdiği komadan zombi istilasına uyanan bir polis memurunu canlandırıyor. gerçeklerle yüzleşmesi fazla vaktini almıyor. ancak şu ana kadar komada ne kadar kalmış olabileceğine dair elimizdeki tek veri sakalları. yani muhtemelen herşey iki-üç hafta içerisinde gelişmiş ya da memurumuz biraz köse.


muhteşem üçlü. üçü de diziden bir an önce ayrılsın istiyorum. ama öyle akıllılar ki zombiler onlara dokunamıyor bir türlü. soldan sağa: jon bernthal, laurie holden, sarah wayne callies.


rick'in karısı rolündeki sarah wayne callies ve grimes'ın en yakın arkadaşı bir başka polis memuru shane walsh/jon bernthal korkunç iki casting. iki aktör de dizinin zayıf halkaları benim için, ama alışmam gerekecek her ikisine de çünkü kalıcı görünüyorlar... andrea rolündeki laurie holden da onları pek yakndan takip ediyor. neredeyse grimes çiftinin küçük oğulalrı carl'a da dil uzatacağım ama tutuyorum kendimi.



yukarıdaki fotoğrafta da görebileceğiniz üzere makyajlar itnayla uygulanıyor ve şahane sonuçlar ortaya çıkıyor. çok abartılı ve mide bulandırıcı olabilecekken nedense hala üzerimde öyle bir etki bırakmış değiller. sanırım bunda zombileri bir türlü ciddiye alamayışımın etkisi var. tüm karanlık yaratıklar çeşnisi içinde zombiler en sevdiklerim. komikler bir kere. ağır ağır iilerliyorlar. biraz da salaklar.

şimdilik beş bölümünü izlediğim the walking dead'de sezonların 'level' muamelesi göreceklerini ve zombilerimizin gittikçe akıllanacaklarını düşünüyorum. haklı mıyım dersiniz? bekleyip göreceğiz...


şurada dizinin ilk bölümünden biraz uzunca bir videoyu paylaşıyorum sizlerle. ama zararsız merak etmeyin.




*yürüyenler: the walkers (the walking dead)