az önce üçüncü filmin adının beş çayı olabileceğini düşünmüştüm fakat şimdi 'after eight'i daha çok beğendiğime karar verdim. tabii ne yazık ki kimsenin bana danıştığı yok, jesse ve celine'in 1994 yılında başlayan hikayelerinin 2013 toplantısı, 'before midnight' olarak vaftiz edilmiş bile.
bir üçüncü fikri beni kesinlikle sevindirdi öncelikle bunu belirteyim. (endişe, her zaman)
üçüncünün de yönetmeninin richard linklater olduğunu, ethan hawke ve julie delpy'nin senaryoyu bu sefer de yazdıklarını ekleyeyim.
oyuncular arasında bir de çocuk bulunuyor, jesse'in ilk filmde sahip olduğunu açıladığı oğlu mu yoksa ikilinin meyvesi mi, şimdilik bilmiyoruz. peki ne biliyoruz: filmin yunanistan'da geçtiğini, adının 'gece yarısından önce' olmasının sebebinin ise ne jesse'in ne de celine'in artık daha geç saatlere kadar ayakta kalamadıklarını. e ben buradan ne sonuç çıkarırım: celine'inde bir çocuğu olduğu gerçeğini. peki içime ne doğar? bu yavrunun, ikilinin paris'teki buluşmalarından olma olasılığını... neyse, dedikoduların cevabını filmi ya da umarsızca hazırlanmış fragmanı izlediğimizde öğreneceğiz.
yalnız benim bir şüphem daha var o da julie delpy'nin araya 'atina'da iki gün' diye bir film daha sıkıştırmış olabileceği... aradan çıksın demiş olabilir, haklı kız, film işi ucuz iş değil sonuçta... hah hah hah.
bir üçüncü fikri beni kesinlikle sevindirdi öncelikle bunu belirteyim. (endişe, her zaman)
üçüncünün de yönetmeninin richard linklater olduğunu, ethan hawke ve julie delpy'nin senaryoyu bu sefer de yazdıklarını ekleyeyim.
oyuncular arasında bir de çocuk bulunuyor, jesse'in ilk filmde sahip olduğunu açıladığı oğlu mu yoksa ikilinin meyvesi mi, şimdilik bilmiyoruz. peki ne biliyoruz: filmin yunanistan'da geçtiğini, adının 'gece yarısından önce' olmasının sebebinin ise ne jesse'in ne de celine'in artık daha geç saatlere kadar ayakta kalamadıklarını. e ben buradan ne sonuç çıkarırım: celine'inde bir çocuğu olduğu gerçeğini. peki içime ne doğar? bu yavrunun, ikilinin paris'teki buluşmalarından olma olasılığını... neyse, dedikoduların cevabını filmi ya da umarsızca hazırlanmış fragmanı izlediğimizde öğreneceğiz.
yalnız benim bir şüphem daha var o da julie delpy'nin araya 'atina'da iki gün' diye bir film daha sıkıştırmış olabileceği... aradan çıksın demiş olabilir, haklı kız, film işi ucuz iş değil sonuçta... hah hah hah.