berlinale 2010 yılından beri büyük salonlarda gösterilen festival seçkisinden birkaç filmi daha minik, gösterişsiz, sıcak, kısaca ve ingilizce 'cozy' salonlarına aktarıyor berlin'in.
bu sene de adeti bozmuyorlar ve 'berlinale goes kiez' adını verdikleri etkinliği şu yedi salonda sürdürüyorlar:
Adria (Steglitz)
Eiszeit Kino (Kreuzberg)
Eva Lichtspiele (Wilmersdorf)
filmkunst 66 (Charlottenburg)
Passage (Neukölln)
Thalia Programm Kino (Potsdam-Babelsberg)
Toni & Tonino (Weissensee)
ben bir anda birmingham günlerime döndüm, bu günlerde sık sık döner oldum o günlere zaten hayırdır inşallah, the electric ve macarts'tı sanırım salonların adı. ama daha çok the electric. macarts oradaki ilk filmim, en altyazısızından bir mulholland drive'a sahne olmuştu. electric'te izlediklerim arasında ilk aklıma gelenler ise the waking life ve en tedirgin eve dönüşlerimden birini bana yaşatan alejandro amenabar'ın tesis'iydi. 'tez' snuff filmler üzerineydi, amenabar'ı da daha sonra the others, apres los ojos gibi filmleriyle daha iyi tanıdık. neden bu ikisini hatırladığımı ise inanın bilmiyorum ama berlin'i iple çekiyorum.