#workinprogress: en güzel jenerikler

en güzel diziler yine en güzel jeneriklere sahipler bu listeden de anlayacağınız üzere...
bu dizileri belirlerken şu kriterleri baz aldım:
- dizinin konusuna yakınlığı
- rengi, ışığı
- müziği (karaoke/playback arası bir şeyler yapasınız geliyorsa)
- o sesi duyduğunuzda içiniz kıpır kıpır ediyorsa

biliyorum özellikle de arka arkaya izlediğimiz dizilerde sıkıntı yaratıyor, ama öyle melodiler, öyle görüntüler var ki bıkkınlık çok sonra geliyor, sonra hemen gidiveriyor.


1. true blood bir başyapıt, her seferinde



2. treme daha güzeli az bulunur (orjinal jeneriğin embed opsiyonu ne yazik ki yok youtube'da ama şarkı bu)



3. the wire 4. sezon, hepsi güzel de bu bi başka güzel... ikinci sezonda kendi sesini de duyuran şarkının bestekarı tom waits'i de dinlemeden geçmeyin tabii. 



mansiyon, mad men bir başyapıt da bu aslına bakarsanız, ama üsttekilere daha bir içleniyorum sanki...



true detective ilk sezonunun ihtişamının bir kısmını da jeneriğine borçluydu elbette...



true detective'in ikinci sezonunun tek iyi yanı. da bu leonard cohen'li jenerikti...



broad city son yıllardaki favori dizilerimden biri şahane bir açılış müziğiyle geldi. neredeyse her seferinde kalkıp dans ediyorum. latino & proud!



izlediğim en iyi dizilerden bir sayabilirim the night of'u. listeleri yerinden oynattı. şu giriş müziğine bir bakın, otur ağla.



six feet under of course my horse



dexter harika bir işçilik, ama her seferinde izliyor muyum? #ffwd my friend!


weeds her sezon başka telden çalanlardan biri de bu (diğeri the wire)


american horror story - coven doruğa ulaşıyor coven'da müzik ve görüntü birlikteliği



damages when i am through with you...



late late show with craig ferguson tomorrow's just your future yesterday!



bron/broen nordik ruha sonuna kadar sahip çıkan bir melodi



boardwalk empire sıkıyor belli bir zaman sonra, sezon başına bir kez izliyoruz, bilemedin finalde bis yapıyoruz...



game of thrones 'o' sesten, bir iç kıpırtısından bahsetmiştim ya...



carnivale dizinin kendisi öyle güzel ki... daha hiç izlememiş olanları duyuca adlarına en çok sevindiklerimden



parks and recreation pür neşe!



breaking bad kısa versiyonu tercihim...



bates motel daha ne olsun?



nurse jackie konseptçıl



american dad daha muhteşem bir final olabilir mi? (artık bunun üzerine bir sonraki bölümün anonsunu giriyorlar ne yazık ki)




xtras:
the simpsons aslında neredeyse her biri, fakat bu game of thrones ilhamlı olan son zamanların en güzellerinden



cheers çünkü cheers.



bored to death çünkü çok özledim.




how to make it in america çünkü bir şarkıyı ancak bu dizi bu kadar popüler kılabilirdi.



lost çünkü ömrümüzü yedi.




corky, life goes on bir pazar klasiği(ydi) sırf müziği yüzünden...



ve listeye son eklenti: the affair ve fiona apple...




jenerik değil ama müzik kategorisinden bir mansiyon da the leftovers ve max richter'e gidiyor. tüylerim diken. her seferinde.



listede madem fiona apple var regina spektor neden yok? buyrun size orange is the new black: