you wish!


keşke burada olsam zach braff'ın garden state'ten sonraki ikinci yönetmenlik denemesi.
kardeşi adam'la birlikte kaleme aldıkları senaryo genel hatlarıyla normal* seyrediyor.

küçük ve tatlı hikayeler anlatıyor diyorum ya bu filmler için, evet, dünyayı kurtarmak üzere büyük planlarla yola çıkmadıklarını kendileri de söylüyorlar zaten. ama kickstarter denen bu yardım oluşumuyla dünyanın dört bir yanından 47 bin fanından para toplayarak çektiği düşünüldüğünde o kadar da uğraşmasına uğraştırmasına gerek var mıydı diye de düşünmemek imkansız insanları.

yukardaki videoda fanlarının ödedikleri parayı hak etmek için nasıl da ugraştığını dinledikten sonra kendisini zaten hep sevdiğimi hatırlamıyor da değilim. neyse, hemen yumuşamayalım.


şımdi bunlar matt bellamy'yle ayrıldılar mı yoksa hala birlikteler mi?

filmde braff'ın fazla anlayışlı karısını canlandıran kate hudson'ın işyerinde yaşadıklarının aktarıldığı bölümler çok gereksiz. 120 dakikalık ve bir indie için fazlasıyla uzun olan süresini derhal 100'e indireceğini düşünüyorum. hadi 110 olsun, ki o da bir şeydir.

kanser teması solda.
wish i was here en büyük puan kaybını yahudi ve kanser temalarını filmin tam da göbeğine yerleştirmesiyle yaşıyor. yahudilik yerine hristiyanlık ya da müslümanlık da olabilirdi, bu yüzden din teması diyelim, braff'ın kendi kökleriyle de bağlantılı olarak çok yer kaplıyor, (burdan da onu izleyin) eleştirel yaklaşıyor gibi görünse de neredeyse propagandaya varan ve filmin tamamını egemenliği altına alan cinsten.
kanser ise artık bari filmlerde görmeyelim diye düşündüğüm ve duygu sömürüsü olarak gördüğüm bir tema. kolaya kaçmak olduğunu düşünüyorum

SPOILER: braff'ın canlandırdığı aidan bloom karakteri doğal olarak bir dönüm noktasında. doğal olarak diyorum çünkü yoksa film çekmeye ne gerek var. uzun zamandır işsiz bir oyuncu, ve çocuklarının özel okul taksitlerini ödeyen babası da hastalığı yüzünden daha fazla katkıda bulunamayacağını açıklayınca biri çocuk diğeri ergen evlatlarına evinde kendisi eğitim vermek durumunda kalıyor. babasıyla arası bozuk ve ne iş yaptığını da pek anlayamadığımız fakat braff borç istediğine göre bir yerlerde bir miktar parası bulunan bir de erkek kardeşi var. bu karakter sayesinde comic con'a da gidiyoruz (bu seneki 24 temmuz'da başlıyor) bir de ashley greene'i vampirlik dışında bir şeyler yaparken izlemiş oluyoruz. neyse ki o anlar kısa sürüyor...

kate hudson'ın vüçudu çok güzel burada her ne kadar belden aşağısı görünmüyorsa da...
SPOLIER! film başlarken içim gerim gerim gerildi yine parasızlık ve ilgisizliğin katmerlenmesinden bir aldatma-ayrılma-affetme üçlemesi yaşayacağız diye ama beklediğim gibi olmadı. her şey illa da inceldiği yerden kopmadı. çiftimiz birbirlerini sevmeye, anlamaya ve destek olmaya çalışmaya devam ettiler. işte bu noktada film bazı puanlarını geri topladı benden.

bu ikisi pek tatlı, özellikle de soldaki


keşke burada olsam, zaman zaman komik, zaman zaman göz yaşartıcı, gereğinden uzun, çoğu vasat esprilerinin arkasından kahkaha molası veren, bir montajdan daha geçmesi gereken ama umut dolu bir minik bağımsız.