kızlar gecesi= hep yapmayı isteyip, hadi diyelim ki kızları bir şekilde organize ettim, ama yine de film izlemek yerine kendimizi sohbet ederken bulduğumuz gece tipi...
(aşağıdaki filmlerin her birini de kaçar defa izledim inanın artık bilmiyorum, yine olsun yine izlerim diyor onlara bir türlü doymuyorum. romantik olarak etiketleyemediğimden listeye giremeyenler de var, ortak bir paydada birleştirir birleştirmez tanıştıracağım, daha doğrusu hatırlatacağım. siz de kendi romantiklerinizi yazarsanız ayrıca çok mutlu olurum!)
1. WHEN HARRY MET SALLY (çünkü ilk, tek, en ve hep)
2. YOU'VE GOT MAIL (çünkü siz de hep bir çocuk kitapları dükkanınız olsun isterdiniz, hatta o kitaplardan bazılarını kendiniz illüstre etmiş olmayı dilerdiniz, sonra new york'ta sonbahar ayrı ilkbahar ayrı güzel olur bilirdiniz, hem meg ryan'la tom hanks birbirleri için yaratılmamışlar mıydı?)
3. PRIDE AND PREJUDICE (keira knightley ve matthew macfayden versiyonu, çünkü o sisli sabah siz de o çayırda olmak isterdiniz, ve olsaydınız macfayden'ı utangaç dudaklarından öperdiniz)
4. REALITY BITES (çünkü ethan hawke'un winona'yı öperken ayrılan kaşları, çünkü winona ryder'ın kiremit rengi ruju, muhteşem saçları, ve gardırobu, ve her izleyişimde bu filmi ben stiller'ın yönetmiş olduğunu hatırlamanın şaşkınlığı. tabii ethan hawke demişken: BEFORE SUNRISE, SUNSET & MIDNIGHT serisini de ekleyesim geliyor listeye!)
5. FOUR WEDDINGS AND A FUNERAL (çünkü hugh grant'ın muzip yakışıklılığı)
6. LOVE ACTUALLY (çünkü vıcık vıcık aşk ve noel)
7. DIRTY DANCING (çünkü soundtrack, çünkü patrick swayze)
8. BRIDGET JONES' DIARY (çünkü mr. darcy ve tombulken bile sizi sevecek birisini bulabileceğinizin inancı)
9. MOONSTRUCK (çünkü nicolas cage bu filmde tatlı ve hatta yakışıklı, çünkü cher...)
10. NEVER BEEN KISSED (çünkü drew barrymore çirkin ördek yavrusundan kuğuya evrimini tamamlayamamasa da michael vartan'ı kapmayı başarabilmesine her seferinde de şaşıralım diye)
xtra:
STEALING BEAUTY (çünkü liv tyler'ın gençliği, güzelliği, çünkü jeremy irons, çünkü siena, çünkü ilk aşk)
MERMAIDS (çünkü christina ricci'nin tatlılığı, çünkü bob hoskins, çünkü cher'in kanepeleri, çünkü winona ryder)
ATONEMENT (james mcavoy savaşa gidene kadar olan bölümü, çünkü önce daktilo sonra da kütüphane sahneleri)
ANNIE HALL (diane keaton'a bakıp iç geçirmek için, hemen arkasından MIDNIGHT IN PARIS'e de uğrayabilirsiniz hem...)
MY BEST FRIEND'S WEDDING (çünkü julia roberts ve dermot mulroney'nin teknenin üstünde dans ettikleri sahne)
WHILE YOU WERE SLEEPING (çünkü gazete dağıtan çocuğun bisikletten düşmesinin yanı sıra sandra bullock ve bill pullman'ın aralarındaki muhteşem kimya yüzünden de aynı zamanda)
SAY ANYTHING (çünkü 80'ler, çünkü john cusack)
HIGH FIDELITY (çünkü soundtrack, ve tabii john cusack ve jack black'i de lütfen unutmasak-bir şiir)
(çünkü ağlamak istiyoruz, tamam o zaman, çek bir) BRIDGES OF MADISON COUNTY
500 HUNDRED DAYS OF SUMMER (joseph gordon levitt için üzülmek için, ve zoey deschanel'in bir zamanlar cool olduğunu hatırlamak için)
(yetmedi mi ağladığınız, tamam, buyrun!) THE ENGLISH PATIENT
THE WEDDING SINGER (filmi ilk izlediğinizde adam sandler'ı yakışıklı bulduğunuzu hatırlayıp şaşırmak için, ve tabii do you really want to hurt me)
sonra da koridorda sevgilinize, jennifer beals'in patrick swayze'ye koştuğu gibi koşup kafanızı yararsınız...