venedikten sonra, kasımda televizyonda: olive kitteridge (fragman)

frances mcdormand (fargo) ve richard jenkins (six feet under) olive kitteridge'in başrollerindeler.
fargo hak edilmiş süksesini tv ekranında devam ettirirken film gerçek yıldızı, hatta burdan oscarlı frances mcdormand da televiyona geliyor.
olive kitteridge vogue'un eylül sayısında da belirttiğim üzere:

HBO'nun beş bölümlük mini dizisi, Elizabeth Strout'un Pulitzer ödüllü aynı isimli romanından (birbiriyle kesişen karakterlere sahip 13 bağımsız hikayeden oluşan demek daha doğru) televizyona uyarlanmış.
İlk gösterimi eylül başında Venedik Film Festivali'nde yapılacak dizide (daha önce Kate Winslet'ın başrolünde oynadığı Mildred Pierce da prömiyerini yine Lido'da gerçekleşmişti) Frances McDormand'la birlikte Bill Murray, Zoe Kazan (Ruby Sparks), John Gallagher Jr. (The Newsroom) ve Richard Jenkins (Six Feet Under) başrolleri paylaşan isimler. Tuhaftır, bu yıl televizyona bir bomba gibi düşen Fargo sayesinde McDormand hep aklımızdaydı, belki de bu yüzden onu küçük ekranda izleyecek olmak şaşırtmadı. Olive Kitteridge'in yönetmen koltuğunda 2010'un en iddialı filmlerinden The Kids Are All Right ile Oscar adayı olan Lisa Chodolenko'nun oturması da diziyi benim için enteresan kılan bir başka etken. Küçük ve sakin bir kasabada yaşayan ailelerin çetrefilli yaşamları HBO yapımcılığının ayrıntıcı görkemi ve A sınıfı kadrosuyla derhal izlemek istediklerimden!
  

evet bill murray.
aktörün 60'ından sonra ö¥le pek de aktif bir şekilde çalışmazken belki groundhog day'in efsaneliği belki wes anderson belki de ghostbusters yüzünden, ama muhtemelen en çok zombieland sayesinde inanılmaz bi popüleritesi var son yıllarda. şimdi de 5 eylül yani  doğu günü #billmurrayday ilan edildi. bu sene toronto film festivali'nin açılışına denk gelen bu tarih çeşitli şekillerde kutlandı. sonra yağmur yağdı, sonra bill murray şeker miyim ben, erimem diyerek fanlarının arasında sırılsıklam dolaştı. tabii bunlar benim kilometrelerce öteden görebildiklerim. inşallah seneye giderim de kendi gözlerimle görürüm olup biteni, belki murray'yi yanaklarından öper kutlarım bile?

lafı uzattım, olive kitteridge'in ilk ve kitabı okumamış bizler için biraz anlamsız fragmanı burada: