ismet kurtuluş, nermin er ve yonca ertürk (fotoğraf milliyet.com.tr) |
rimolar ve zimolar bugün (12 aralık 2014) ülkemizde vizyona girdi. adını ilk olarak antalya altın portakal film festivali sayesinde duyduğumuz bu film aynı zamanda da türkiye'nin ilk kukla filmi olma özelliğini taşıyor. yönetmenler nermin ve ismet'le farklı zamanlarda tanışıyor olmamın normalde pek girişken olamayan tavrımın üstesinden gelip 'ben size birkaç soru göndersem ya' aşamasına daha hızlı varmamı sağlamış ve röportajı gerçekleştirmemi sağlamış olabilir.
filmin başlığında gördüğünüz barış sözcüğü rimolar ve zimolar'ın ruh halini anlatmak için birebir. geçenlerde the affair (n'alaka demeyin, açıklıyorum) dizisinde noah öğrencilerine romeo ve juliet'i anlatıyordu. ikisi başbaşalarken her şeyin yolunda olduğunu, işlerin ancak araya yetişkinler girdikten sonra karıştığını ve içinden çıkılamaz bir hal aldığını tartışıyorlardı sınıfta. rimolar ve zimolar da bir nev-i capulet ve montegue hikayesi. ve yonca ertürk'ün bir başka röportajında vurguladığı gibi 'çocuklar düşmanlığı büyüklerden öğreniyor'.
kendimi pek yetişkin gibi göremesem de nüfus kağıdım yalan söylemiyor. film bizim gruba bile bir şeyler söyleyebiliyor, amatabii hedef kitle 5-12 yaş arası. sevgili çocuk sahibi izleyicilerim, bu haftasonu ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
röportaj burada:
Nermin,
İsmet, Yonca ne zaman, nasıl tanıştınız ve neden bir kukla
filmi çekmeye karar verdiniz?
YE:
İsmet’le ve Nermin’le ayrı ayrı uzun yıllardır tanışmış
ve çalışmış olduğum için birlikte yapabileceklerimizi
öngörüyordum. İsmet’in de aramızda olması bize çok şey
kattı. Animasyon, oyuncaklı işler uzun süredir sevdiğim yaptığım
işler. Nermin’in bu alana hakim olması, kukla oynatıcılarımızın
harika olmasıyla daha yapılabilir bir iş olduğunu gördük. Yeni,
taze olmasının da çocuklara ulaşmak için avantaj olacağını
düşündük.
İK:
Yonca benim üniversitede hocamdı.
Zamanında zorlu prodüksiyon ödevlerini layıkıyla yerine getirmiş
olmama rağmen okul bittikten sonra bana yıllarca iş vermedi.
Öğretmenler gününde ne hediyeler, çiçekler aldım; ama hiç
faydası olmadı. Sonra bir gün beni arayıp uzun film çeker misin
dedi :) Şaka bir yana Yonca'yla okul döneminden sonra sürekli
haberleştik, birlikte bir film yapmak üzerine de çok konuştuk;
ancak kısmet bu zamanaymış. Nermin'le de projenin neredeyse ilk
başında, senaryonun ilk draftı yazıldıktan sanıyorum 1 hafta -
10 gün kadar sonra tanıştık. İki yönetmenli çalışmanın
dezavantajlarını yaşamadan, çok uyumlu, güzel bir süreç
geçirdik.
'Aman
bulaşmayın, ne yapıyorsunuz' diyenler olmuştur mutlaka, onları
ikna etmeniz gerekti mi?
YE:
Öyle bir tepki olmadı herkes çok bayıldı doğrusu, fikre de
filme de. Zaten ilk olan bu işte tecrübeli insan çok az ama
yetenekli ve istekli bir ekiple oluyor. Ama destek aradığımız
sırada çok yeni bir şey yapmanın güçlüklerini yaşadık tabii.
Örnek görmek, yapılmışlardan yola çıkmak istiyor insanlar.
Ekibe katılan herkesin büyük desteği oldu sonunda.
Karakterleri,
malzeme kullanımını çok sevdim, çok yaratıcı buldum. İlham
kaynaklarınız neler?
NE:
Karakterlerimizde, önceki tecrübelerimize dayanarak çocuklara da
büyüklere de sevimli gelebilecek tasarımlar yapmaya calıştık.
Kukla tasarımı ayrı bir kulvar, işin içine malzeme bilgisi de
giriyor... Kukla tekniğine en uygun olan, tasarımlarımızı en
başarılı taşıyan malzemeler kullanmaya calıştık, renk
skalasından, kumaş tüyü uzunluklarına, her parçasını büyük
bir tititzlikle tasarladık. İstediğimiz oyunu alabilaceğimiz
karakterler yaptık. İlham kaynaklarımız için de doğrusu kendi
adıma tek bir teknikle sınırlı diyemem... Bugüne kadar aldığım
sanat eğitimi ve renk bilgisinin de yardımıyla, teknik olarak da
sadece önceden gördüğümüz kukla projeler disinda çeşitli
sinema ve animasyon örneklerini de kapsıyor.
Hangi
yaş aralığını hedefliyor film?
YE:
Biz 5-12 diye yola çıktık ama ebeveynleri çok etkiledik
Küçük çocuklar zaten dünyamıza büyülenmiş gibi bakıyorlar.
Biraz daha büyüklerde de içten içe mesajlarımızın etkisini
görüyoruz.
Seslendirenler
listesi kalabalık, bir Disney filmine sığacak kadar çok ünlü
isim bir arada, ikna etmek zor oldu mu?
YE:
İknadan çok bazı isteyenlere rol bulmak zor oldu
Hepsinin aramıza katılabilmelerine çok mutluyuz.
İK:
Filmin seslendirme kadrosu için bizim iki yönlü bir bakışımız
vardı. Hem herkesin sevdiği tanıdığı, çok şöhretli
isimleri hem de çok uzun yıllardır seslendirme yapan usta dublaj
sanatçılarını bir araya getirmek istiyorduk. Bunu başardık
açıkçası, ve bu kadroyu bir araya getirirken yaptığımız ikna
değil :), davet etme konuşmaları hep çok kısa sürdü.
Seslendirenler listesindeki isimlerin tamamı projeyi öğrendikten
sonra içinde yer almak istedi.
Çekimler
ne kadar sürdü? Kuklaları hazırlamak? Nermin kuklaların hepsini
kendin mi yaptın? Setteki bazı malzemelerin, deniz gözlükleri
gibi, boyutları normal görünüyor, kuklaları filmin en sonunda
insan boyutuyla karşılaştırma şansımız oluyor kısacık da
olsa, bunun bir matematiği var mı?
NE:
Çekimler
tam 20 gün sürdü , ama ön hazırlığı uzun bir iş bu.
Kuklaları projeyi ilk konuştuğumuz andan itibaren tasarlamaya
başladım, tasarım ve uygulama bir seneyi buldu diyebilirim , bu
süre senaryo, dekor vs gibi on hazırlık gerektiren başka
aşamalarıyla beraber devam etti. ilk tasarımları bana ait olmakla
beraber, sonrasında uygulamayi şenur Aslanoğlu ile beraber yaptık.
Pek çok denemeler yapmamız gerekti, en iyi oyunculuğu yapabilecek
ve en güzel görünen kuklalara şabilmek için... Ölçek konusu
ilginçti bu projede, sonuçta el kuklaları oldukları için sizi
kısıtlayan şeyler var, bazı aksesuarları buna uygun ölçeklerde
üretmek gerekti kendi dünyasını yaratabilmek için...
Kuklaları
kaç kişi oynattı? Bu kolay öğrenilebilen bir iş mi?
NE:
Kukla oynatmak son derece zor ve
komplike bir iş. Bizim bu projedeki en büyük şansımız çok iyi
kukla oynatıcıları ile tanışıyor ve yıllarca pek cok ortak
projede calismis olmamızdı. 3 ana kuklacımız vardı:
Nazmi
Sinan Mıhçı, Şevket Süha Tezel, S. Emrah Özdemir. Ve 6-7 tane
de daha az tecrübeli, yardımcı kuklacımız vardı. Set
başlangıcından bitişine kadar onlar da yol aldılar. Kukla
oynatmak tabii ki öğrenilebilir ama bu da tıpkı pek çok
sektörleşmemiş, özel ilgi alanı ile gelişen bir konu olduğu
için, kişisel çabaya ve cok calışmaya dayalı. Kukla
oynatıcılarımız aynı zamanda iyi oyuncular oldukları için,
senaryodaki metni kuklalarımıza oynatırken çok
başarılı
oldular.
Çekimleri
nerede yaptınız?
YE:
Çekimleri Tem İstanbul Stüdyolarında yaptık. Her türlü ekipman
da aynı yerden. Onların da çok desteği var sağ olsunlar. Her şey
dekor, birçok şey de orijinal yapım ve çalışmamız diğer
filmlerden farklı olduğu için onların da büyük emeği var. Post
Prodüksiyon Otomat’ta, dublaj kayıt Otomat Tape’de final miksaj
ise Melodika’da oldu.
Sevdiğiniz
kukla filmleri hangileri?
YE:
Edi ile Büdü.
NE:
Hepimizin ortak izleyerek büyüdüğü, büyük usta Jim Henson'ın
bütün yaptıkları, aynı zamanda Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi
kuklanın farklı kollarında üretilmiş tüm projeler. Ayrıca
teknik olarak kukla olmasa da animasyon filmlerinin de kendi mesleki
gelişimimde büyük katkısı olduğunu söyleyebilirim.
Sormak
için erken belki ama bundan sonra neler yapmak istediğinizi
kurgulamaya başladınız mı?
YE:
Filmde başka yan hikayelerimiz var, ayrıca ana hikayemizin de
devamı gelmeye müsait. Rimolar ve Zimolar’ı sevenleri ayrı
bırakmayız.
İK:
Benim muhtemel ikinci "Rimolar
ve Zimolar" filmi için kafamda çok net fikirler var :) Bir de
ilk filmde süremiz ve başrollerin ağırlığı dolayısıyla
kendilerine çok fazla süre veremediğimiz başka başka çok şahane
kukla karakterler var. Yeni filmler yapmamız halinde şimdilik az
süre alan diğer kuklaları da öne çıkarmak isterim. Bazıları
arkada figüran olarak görünmek zorunda kaldı bu filmde, son
derece acıklı bir durum :)
Filmi
yurt dışındaki festivallerde göstermek planlarınız arasında
mı?
YE:
Bazı çok güzel çocuk filmleri
festivalleri var. Kendi alanında da bazı iyi festivallere
göndermeyi düşünüyoruz. Türkiye’dekilerde de gösteririz diye
umuyorum.