#konukyazar: Ece Bildiren

ece & david

eveeet, #konukyazar koltuğumuz bu defa kıtalar ötesinden dolduruluyor!

ece bildiren, all dergisi'nde birlikte çalıştığım, içten kahkahalarının tınısı kadar kendisini de pek sevdiğim bir arkadaşım.

neredeyse bir yıldır new york'ta hayata yeniden başladı, yeniden öğrenci oldu, bir yandan da yeni şehrine ısınma turları atmayı ihmal etmiyor. her türlü çıkarımından haberdar ettiği bir de blogu var kendisinin ki, daha sık yazsa keşke dedirtiyor, ece, sözüm senden başkasına değil!
http://dedektifhecit.tumblr.com/ tık tık.

son keşfi larry david'in (seinfeld, curb your enthusiasm!) kapalı gişe oynayan 'fish in the dark'ı. facebook'ta çok sevdiğim bu adamla kızın bir arada fotoğraflarını görünce olaya müdahale etmem gerektiğini anladım, bize de anlat dedim, neler oluyor orada!

ece de beni kırmadı anlattı. şahsen iştahım kabardı, seinfeld'i curb'ü seviyorsanız zaten kabarmamasına imkan yok.

buyrun






playbill. bunlar çok değerli, ece gittiği her oyununkini saklıyor,
bir gün hepsinin birden ortadan kaybolduğunu fark ederse, siz hiçbir şey duymadınız, görmediniz.


Fish In The Dark’ı duyunca Larry David’in yazdığı bir şovun harcanan para ve zaman dilimine değmemesi mümkün olamaz diyerek hemen bilet araştırmalarına girdim. Broadway biletleri biraz kazıkcan oluyor biliyorsunuz. Özellikle sahnedeki insanları görmek istiyorsanız, ki hepimiz isteriz, 200 ile başlamayan bir biletle bu mümkün olmuyor. Fish In The Dark bir de yeni bir prodüksiyon olduğundan ilk nabız ölçme haftalarında iPhone 6 misali, fiyatları iyice yüksek tutuyorlar. Neyse ki ben bir peygamber sabrı ve sükuneti içinde her gün biletçi siteleri didikleyerek bir öğlen matinesinden 100 küsura fena olmayan bir yer bulmayı başardım. Fish- Larry David’in Broadway’deki ve hayatındaki, yazdığı ya da oynadığı ilk tiyatro oyunuymuş, Playbill’de okudum. Baya da şaşırdım çünkü oyun muhteşemdi. “Karanlıkta balık” ismi, Larry David’in oynadığı karakter Norman’ın karısının, aile büyüklerini eve balık yemeğe davet etmesi ancak boğazlarına kılçık kaçma ihtimalini düşünmeden ışığı loş tutmakta ısrar etmesiyle yaşanan bir kavga sahnesinden geliyor. “Who eats fish in the dark!” cümlesiyle başlayan tartışma ve bunun gibi birçok insan ilişkilerindeki saçma detaylar üzerine kurulu Larry David esprisinden, oyunun Curb Your Enthusiasm’in bir versiyonu olduğunu söylemek mümkün. Hikaye vefat eden bir babanın aile fertlerinin ilişkilerini karıştırması üstüne kurulu. İstanbul’da Tiyatro Kare’nin komedilerini takip ediyorsanız tam olarak öyle tatlı, her saniyeyi gülerek geçireceğiniz soft ama akıllı bir şey bekleyebilirsiniz. Bu aralar New York’ta bir öksürük salgını olduğu için izleyiciler olarak sürekli gülmenin dışında koro halinde böhürerek de oyuna eşlik ettik. Larry David (68) sahneye ilk çıktığında sağlıklı olmadığını düşündüğüm aşırı bir heyecan hissettim. Fakat sonra bu heyecanın aşktan ziyade, gördüğüm kişinin Curb’de izlediğim Larry’yi görmekle ilgili olduğunu fark ettim. Yani Don Draper ile karşılaşmak gibi. Don ile karşılaşmamız mümkün değil çünkü öyle biri gerçekte yok. Ama Larry var ve oyundaki adı Norman bile olsa aynı lacivert ceket haki pantolon beyaz sneaker kombinasyonuyla aynı karakter olarak karşımızdaydı. Hele hiç beklenmedik bir sahnede “Preeettty pretteeey good” dediğinde öyle bir tepinme alkış karışımı bir şey koptu ki 100 yıllık tiyatro binasının sonu geldi sandım. Çıkışta Playbill’imi imzalatmak ve gözleri gerçekten mavi mi? diye bakmak için bekledim. İmzasını atarken Curb geri gelmeyecek mi? diye sordum. Çok fazla insan istiyor bilmiyorum bakıyoruz” dedi. Neyse, işte böyle. Masvaviymiş gözleri. 

#konukyazar Ece Bildiren