bayram sebebiyetiyle merakla bekliyor olduğunuzu varsaydığım, beklemiyorsanız da yolda olduklarını öğrenince çok sevineceğinize inandığım bazı yepyeni cillop gibi fragman paylaşıyorum şimdi sizlerle sevgili izleyiciler. iyi bayrams.
sonuçta intikam peşinde ayı avcısı sakallı bir adamı canlandırıyor bu senenin oscarlı inarritu'sunun (birdman) yeni filmi the the revenant'ta.
☞
(temsili) |
jennifer lawrence, az bir rolü olsa da bradley cooper ve yönetmen david o. russell'ın yolları şimdi de joy içın kesişiyor. aslında lawrence istese american hustle'daki sarı bulaşık eldivenleriyle bu filmi de geçirebilirdi ama, paraları var, zamanları var, yeniden çekivermişler. viledam'sı bir şey keşfeden ve aşırı zengin olan bir ev kadını burada lawrence... yani...
sisters, amy poehler ve tina fey'in birlikte ilk filmleri. fey'in mean girls'ünde poehler'ın 'cool mom' rolü vardı olmasına ama burda hem birlikte yazıp oynuyorlar hem de gerçek hayattaki samimiyetlerine 'kız kardeş' muamelesiyle katkıda bulunuyorlar. sonuçta karşımızdaki 80'lerde bol bol izleyip tüm kurallarını öğrendiğimiz aile evden gider evde parti verilir temalı bir film. mindy project'le tanıdığımız hasta bakıcımız ike barinholtz da poehler'ın potansiyel sevgilisi rolünde. ben bu ara fey'in yazdığı bossypants isimli otobiyografikimsi kitabını bitirmek üzereyim ve poehler hakkındaki övgü dolu söylemlerini okudukça öyle mutlu oluyorum ki. nazar değmesin valla. kontratlarına filan koymuşlardır artık diye düşünüyorum, para pul haklar haksızlıkların arkadaşlarına değmemesi için gereken koşulları.
bu da brooklyn, baya aşk hikayesi, iki erkeğin arasında kalan kız, net, açık, arkada bi göçmenlik teması var ama ilerledikçe en azından fragman boyunca, daha da önemsizleşiyor sanki. ha tabii irlanda-amerika uzak iki ülke o ayrı... saoirse'i seviyorum, yolunu gözlüyorum... (evet domnhall gleeson burada da var, ronan'ın sarıldığı o)