hepimiz ergen olduk dakota

hep bi başkaldırı bu gençlerde

genel olarak yaşlandırma ve gençleştirme amaçlı makyajlara dayanamam. üzgünüm. ewan mcgregor diye müsamaha gösterecek değilim. bu hayatta en sevmediğin bi filmi söyle deseler, hani iyi olmasına uğraşmışlar arasından tabii, a madea christmas gibi şeyler de yapılıyor yoksa, neyse, bicentennial man olur cevabım. vurun beni, atın denizlere. bir de geçenlerde jared leto'nun mr nobody'sini izledim. bakın o da evlere şenlik. bi gidin allaşkına. illa epik film yapacaksanız peter jackson'ın yolundan gidin de bölümlere ayırın bari. konu nerden buralara geldi ki şimdi. american pastoral hakkında nihai bir karar veremememden tabii. yani hüzünlendim sonunda. hakkında ve sırasında duygu yoğunluğu yaşadığım şeylere de ister istemez bağlanıyorum, bir de bu ewan'ın ilk filmi, müsamaha orada da devreye giriyor. bir de ben de bir zamanlar 16 yaşındaydım. herhangi bir fikre çok kapılan, onu sonuna kadar götürmeye meyilli bir çocuk ne yazık ki olmadım, kendimde bunu bir eksiklik olarak görmüşümdür hep. ama dakota'ya baktığımda, ya da karakterinin ismiyle analım, merry'ye, iyi ki de bu kadar inatçı değilmişim diyorum. bakın kız ne hallere düştü. ailesini ne hallere düşürdü asıl. baba-kız meselesi ayrı ana kız meselesi ayrı dert. bir de şunu anladım bir kez daha, kadınlar çok daha çözüm odaklı oluyor, buyrun siz pragmatist deyin. bakın anası kabullendi bir şekilde durumu. belki bencilliğinden, evet ya galiba bencilliğinden. hep uzak durdu aslında meseleden çok da çaktırmadan. ilk sahnelerden birinde, merry daha küçücükken, ineklerini arıyorlardı ya ormanda, orda sevgi dolu bir anne kız izledik, ama son anda elleri birbirlerine kenetlenememişti orada da, işte ben o zaman anlamalıydım başımıza gelecekleri.

ruhlarını emdi bu iki insanın el kadar çocuk

şimdi de bir şiir: 
ailesinin başına ne elem dertler açan küçük kız
kederlere boğdu herkesi
reese witherspoon'un kızıydı sanki
ona öylesine benziyordu
ailesinin başına ne elem dertler açan küçük kız
hepimiz ergen olduk be dakota
yapma, etme


american pastoral bana böyle bir şiir yazdırdı.
pastoral nitelikte olduğunu fark etmişsinizdir sanıyorum.

baksanıza şuna,
nasıl da benziyor
reese witherspoon'a.
(şiir devam, ama bu defa kafiye kayısı güdülmüş)


afişin üstünde de görebileceğiniz gibi bu cuma vizyonda film
haydi koşun, trainspotting 2 öncesi antrenman niyetine