dunkirk


güzel bir film izlerken ve tabii sonrası, bende sarhoşlukla eşdeğer, hadi çakır keyif diyelim, tatlı bir his bırakıyor. mutlu gözlerle etrafıma bakarken buluyorum örneğin kendimi karanlık salonda, insanların ifadelerini yakalamaya çalışırken...

cuma akşamı dunkirk yaşattı bana bu hisleri, ama hevesim yarım kaldı.

o heyecan dolu halimle antrakttan sonra vedalaşmak zorunda kaldım.

bugüne kadar ne çok ikinci dünya savaşı savaşı filmi izledik değil mi? insan ister istemez yine mi? diye sormadan edemiyor.
o sessiz, mesafeli ama çok içten girişten sonra nolan kendini açıklama yapmaya vermiş. sanki zor tutmuş kendini konuşmamak için de sonra içini döküvermiş, o aslında pek konuşkan biriymiş, önceki haller hep numaradanmış.
gözleri illa ki yaşartacağım demiş, and içmiş buna. bu kadar savaş filmi çektik bir iki damla gözyaşı da benim hakkım demiş.

ben o göz yaşlarını içime akıttım sevgili christopher, senin bu hatalı seçimine döktüm döktüklerimi de.

keşke hiç konuşmasalarmış, keşke hep o aynı genç askeri takip etseymişiz (ismi tommy'ymiş), keşke o baba (mark rylance) oğul (tom glynn carney) ve tom hardy'nin kahramanlıkları olmasaymış, keşke o baba büyük oğlunu savaşta kaybeden biri değil de tüm o uçak bilgisine, ne bileyim, mühendis olduğundan sahip biri olsaymış. keşke o oğul arkadaşının (barry keoghan) fotoğrafını kasabanın gazetesine götürmekle kalsaymış, ki o bile fazlaydı da, keşke bir de gazetenin basılı halini görmeseymişiz...



her neyse. siz dunkirk'ü gidin sinemada izleyin, hatta becerebilirseniz imax'te izleyin, fionn whitehead ismini de bir kenara not edin. az önce bahsettiğim genç asker o. ne kadar iyi oynuyor, tabii burada da nolan'a şapka çıkartmak gerekiyor.



harry styles'dan da bahsetmeden olmaz, filmden alıp götürdüğü de yok ama kattığı bir şey de yok. herkese bir nolan filmiyle sinemaya atılmak nasip olmaz, şansının değerini bilsin bu gucci boy.
ha bir de alman askerlerini hiç görmüyoruz film boyunca, bu çok güzel bir detay.

ha bir de benim en sevdiklerimden, atonement'ın (kefaret) savaş sahnesi de dunkirk. joe wright'ın ne güzeldir bakış açısı orada. onu da böylece bırakayım... (wright'ın da başak burcu olduğunu gördüm şimdi, benim için de hala ümit var demek ki)