first man, ryan gosling & claire foy |
bazen böyle oluyor, bir sürü fragman arka arkaya beliriveriyor
insan da seviniyor, sevincini sevdikleriyle paylaşmak istiyor
ilk fragmanımız aslında en heyecanlisı, en merakla bekleneni.
first man, aya ilk ayak basan astronot neil asrmstrong'un sadece astronot olarak değil bir aile babası olarak da portresini çizmek istiyor. ryan gosling başrolde, claire foy karısı rolünde. ama asıl mesele yönetmende. la la land ve whiplash'in chazelle'i david. chazelle armstrong'un çağdaşı olan astronotlarda daha farklı, daha içine kapanık, daha işinde gücünde bir karakteri olduğu için ilgisini çektiğini söylüyor. bu izlediklerim beni aşırı derecede heyecanlandırdı mı emin değilim. ama merakımı bir nebze olsun dindirdi diyebilirim.
ikinci fragmanda yine bir claire foy göreceksiniz şaşırmayın. kendisi bu sefer de ilkinde rooney mara'nın canlandırdığı, stieg larsson'un yazdığı milenyum serisinin ikinci kitabı örümcek ağındaki kızın kahramanı lisbeth salander rolüyle çıkıyor karşımıza. inandırıcı, soğuk ve mesafeli. aynı zamanda da acımasız. kadınlara zarar veren erkeklerden öç almaya and içmiş, kendi de zamanında şiddet görmüş salander günümüzün aranan anti-kahramanı. hem de kadın. bence olur. hatta olmuş.
üçüncü filmimiz geçmişe ışık tutuyor. günümüze uzanıyor. soruları bildik yerden soruyor. evet. halloween geri dönüyor. mike myers 40 yıl önce kapatıldığı akıl hastanesinden kaçıyor ve maskesine kavuşuyor.
serenity'de de şiddet gören bir kadın var. anne hathaway. gizemli bir erkek var. matthew mcconaughey. tekne var. fragmanda görünmeseler de köpekbalıklarının bahsi var. biraz fazla karakter var ama bir sonraki filmin kadrosunu görmeden paçaları sıvamayın.
el royale'de zor zamanlar adeta bir yıldız geçidi. jon hamm yine don draper olarak karşımızda çünkü ne de olsa 60'lar. chris hemsworth'ten jeff bridges'e ordan dakota johnson'a... ki bu filmden sonra hamm'le aralarında aşk dedikoduları da çıkmıştı bu ikisinin.
son olarak da bir animasyon. benim en sevdiklerimden. how to train your dragon serisinin sonuncusu the hidden world. bir de şu müzikleri olmasa... toothless is my baby ya.