the new pope

brannox (john malkovich), voiello (silvio orlandi) ve belardi (jude law)
*aşağıdaki yazı the new pope'un ilk iki bölümüyle ilgili spoiler içerir*
**filmloverss'da yayınlanmış/editlenmiş versiyonunu buradan okuyabilirsiniz**


THE NEW POPE

Yeni sezonunda adı değişen kaç dizi oldu hayatımızda? Hiç? Doğru. The Young Pope bu önemini şu ana dek bilemediğimiz bariyeri aştı ve ikinci sezonunda kılık değiştirip The New Pope olarak çıktı karşımıza.


Sigara ve içki tüketen, ağzı bozuk ve inancını sorgulayan papa imajıyla Lenny Belardo yani Jude Law yüreklerimize su serpmekle ağzımızı bir karış açık bırakmak arası bir yerlerde 10 bölüm boyunca pinpon oynar gibi oynamıştı bizlerle ilk sezon boyunca. HBO ve Paolo Sorrentino’nun mucize çocuğu olan dizi anglosaksonların ‘a breath of fresh air’ tabir ettikleri cinsten bir ferahlamaydı televizyon izleyicileri için (yurdumuzda ise dijital platformların en bizdeni blutv'ciler için).
Averaj takımların mücadele ettiği bir müsabakaya The Matrix'in Neo’sunun seçilmiş olduğunu kabullendiği anda tek eliyle tüm ajanları alt ettiği o an gibi girip sildi süpürdü tüm beklentileri The Young Pope. Hazır ödül sezonundayken dizinin bu başarısının heykelciklerle asla karşılanmamış olduğunu da hatırlatalım (Jude Law’a bir Altın Küre adaylığı ve Emmy’lerde ise diziye yapım tasarımı ve sinematografi adaylıkları dışında). Tabii hemen üzerine tüm zamanların en iyi dizisi The Wire’ın da yayınlandığı dönemde hiç ödül almamış olduğunu, Steve Carell'in Michael Scott'ının bir Emmy'si bile olmadığı gerçeklerini eklemek gerekir bilgi dağarcığımıza.


The New Pope’un ilk bölümü Caravaggio tablolarını aratmayan bir sinematografi diliyle açılıyor, Lenny Belardo yatay vaziyette, bir rahibe vücudunu siliyor, özenle. Sonra da kendini tatmin ediyor sanıyoruz. Arkada kırmızı neon bir haç var, kendimizi Baz Luhrmann’ın Romeo ve Juliet’inde hissediyoruz bir anlığına ve tabii biraz da Noe'nin Climax'inde.

DADDY COOL

Rahibe olmak üzere hazırlanan genç kadınların olduğu bir yatakhanedeyiz. Sorrentino’nun çok sevdiği dizimlerden biriyle yataklarına gönderiliyorlar cüce bir rahibe tarafından. Fakat uyumaya niyetleri yok. Bu sefer de (yine) Climax’i andıran dizi jeneriğinin içinde olduğumuzu anlıyoruz, fonda çalan parçayı ise boşuna aramayın çünkü biz sizin için zaten bulduk: Sofi Tukker, Good Time Girl.

Lenny Belardo’ya kalp nakli yapıldığını öğreniyoruz şimdi de. Kalbin sahibi ise Mısırlı bir Müslümanmış, hayat işte. Ramy Youssef’e ait olmadığı sürece sorun yok bizim için, o daha üretsin isteriz çünkü, bkz. Ramy (dizi önerisi içince dizi önerisi). Ameliyat sırasında halk dışarda dua ediyor ruhani liderleri genç papa için. Daha sonra öğreniyoruz ki üç başarısız kalp nakli denemesinden sonra genç papamız dokuz aydır komadaymış ve yerine acilen yeni bir papa bulunması gerekiyormuş. Bu bilgiyi Venedik’te bir taksi-motorun içinde seyahat etmekte olan, geçen sezonun Jude Law’dan sonraki büyük yıldızı, Silvio Orlando’nun hayat verdiği Kardinal Voiello ve Bauer (Mark Ivanir) arasında gerçekleşen diyalog sayesinde öğreniyoruz. Diyaloğun her kelimesi itinayla düşünülmüş olduğundan izlemenizi salık veriyoruz. Zaten.

Şimdi de tüm kardinaller büyük bir gizlilik ve şeker kamışları ya da ev dekorasyonunda dönemin favorilerinden olan bambular arasında toplanmış vekil/yeni papanın kim olabileceğini tartışıyorlar aralarında.

Yine inanılmaz bir müzik eşliğinde bir dizi dini lider kırmızı beyaz bir ışık huzmesi yaratarak Vatikan koridorlarında yürümekteler. Yeni papanın kim olacağını öğrenmek üzereyiz. Oylar sandığa atılıyor. Kırtasiye işlerini kim yapıyor acaba papalığın? Neyse. Oylar tekrar tekrar veriliyor, bizdeki gibi demek, beğenmedikleri bir sonuç çıktı mı yeniden oyluyorlar. Tabii gerçekler farklı, 1000 küsur yıllık bir gelenekten bahsediyoruz, "Papa nasıl seçilir?” araştırmamız sonucunda, 33 tur oylamanın sonunda bir ismin %60’tan fazla oy alması gerektiği, eğer olmazsa 34. turda oyların salt çoğunluğu elden eden ismin seçildiğini öğreniyoruz. Kardinallerin iç seslerini dinliyoruz sonra; evlenebilmek isteyeni var, “Eşcinselleri sevelim," diyeni, “Hayır efendim onlar da kim oluyormuş,” diyeni, dillerce temenniler. Netice meydana çıkmak üzere ve Voiello da yarışta bayağı bir iddialı. 34. oylamadayız. Pek çok takipçisi olan bir diğer aday olan Hernandez de yine Orlando tarafından canlandırılıyor, yalnız onun gözlükleri daha havalı olduğuna göre Voiello’nun alter-ego’su olduğunu düşünmekte özgürüz sanıyorum.

Sonuç itibariyle Voiello kendi kazanamayacağını anlayınca kimsenin aklına gelmeyecek bir isim olan Viglietti'yi papalık yarışına sokuyor ve 34. turda kazanmasını sağlıyor. Viglietti’nin konuyla ilgili hiçbir fikri olmaması ve şaşkınlığı yüzlerce kişinin karşı ve tepesinde yaptığı balkon konuşması sırasında konuşmasını yazdığı kağıdın beyaz bir güvercin tarafından uçup gitmesiyle beraber uçup gidiveriyor. Voiello’nun da korku içerisinde dile getirdiği gibi, “Gücünü fark ediyor,” her şeye muktedir olduğunu anlıyor ve göçmenlere Vatikan’ın kapılarını açarak yeni papa olarak ilk görevini yapıyor. Viglietti’nin kendine örnek aldığı kişi de Aziz Françesko, tüm zenginliklerinden arınıp kendini sırtındaki tek parça giysisiyle halka adayan, kilise ve papa karşıtı Francesco d’Assisi’den başkası değil. Vatikan’ın kapılarını açtıktan sonraki ilk icraatı da tüm kardinallerin mücevherlerini toplatmak oluyor bu yüzden. Game of Thrones’un High Sparrow’u gibi düşünün yani. Viglietti’nin sonu ise High Sparrow’unki gibi majestik bir patlamayla değil basit bir kalp kriziyle oluyor. Duruma şüpheyle yaklaşanlar olsa da şimdilik pek sorgulanmıyor.

YENİ SEZONDAN SATIR BAŞLARI
John Malkovich’in Brannox’uyla tanışmak için sabırsızlanıyor ve ikinci bölüme doğru ilerliyoruz. Jenerik müziğiyle dans etmeyi de ihmal etmiyoruz tabii bu arada.

Brannox’ın Assente’ye 36 sayfalık bir mektup yazdığını görenler arasında kimler hemen Rachel ve Ross’u andı? Parmak kaldırsınlar lütfen...

Sir John Brannox’ın geçmişinden bir trajediye de dikkat çekiliyor, ikiz kardeşi hayatını kaybetmiş genç yaşında ve şatolarının bahçesinde gömülü, tuhaf? Elverişli? Evet, bir şatoda yaşıyor müstakbel papamız. So very Downton Abbey of him. Bu arada asıl trajedi nefes darlığı çeken ebeveyninin favori evlatları olan kardeşinin ölümünden Brannox'ı sorumlu tutmaları.

Ve karşımızda sürmeli gözleri ve mor takım elbisesiyle Sir John Brannox, aka. John Malkovich. Bir İngiliz olan Jude Law’un Amerikan aksanıyla, bir Amerikalı olan John Malkovich’in İngiliz aksanıyla konuşmak zorunda olmaları ne tatlı bir ironi öyle değil mi?

Papalık üyeleri Sir John Brannox’ın şatosunda yağmurun altında şemsiyeleriyle dururken Ryan Murphy’nin Coven’ına selam gönderiyorlar adeta. İngiltere’nin yağmurundan New Orleans’ın nemli sıcaklarına, hey gidi...

Yeni papa olması önerilen Brannox da bayağı bir kırıtıyor yalnız. İstemem yan cebimeci bir kişilik. Bir de ihtiyacı yok tabii. Sonuçta bir şatoda yaşıyor. Ama tabii bu yaşta hala ebeveyniyle yaşıyor, tek başına eve çıkmayı isteyecek olması belki de anlaşılır.


Cecile de France'ın saçlarını kestirmiş olduğunu, harika şapkalar taktığını ve hala çok güzel olduğunu da belirtelim.

İlk ya da ikinci bölüm itibariyle henüz karşılaşmamış olsak da yeni sezonun oyuncuları arasında Marilyn Manson ve Sharon Stone'un da bulunduğuna dikkatinizi çekmek isteriz.

Ludivine Sagnier’in hikayesini es geçmiş olduğumuzu düşünmeyin, hem ilk hem de ikinci bölümde onun da hayatına kısa da olsa birkaç bakış atma fırsatını yakalıyoruz. Maddi sıkıntılar içinde, Lenny için duasını esirgemiyor ve onun mucizesi olduğuna inandığı bebeğinin hikayesini anlatıp bundan gelir elde etmeye çabalıyor.

Bunca sözün arkasından söyleyeceğimiz odur ki, pek çok averaj yapımı ardı ardına izlediğimiz şu günlerde ihtiyacımız olanı verecek, beklentilerimizi yine karşılayacak bir dizi The New Pope. İyi seyirler!

Deniz Tokgöz