bir liste: en sevdiğim stand up'lar

iliza shlesinger, elder millenial
bu listeyi yapmak istiyordum nicedir, ama beraberinde aslında kısacık süreceğini bugün görmüş olduğum bir de araştırma yapmam gerekti: netflix'lerimizi açtığımızdan bu yana neler izlemişiz görebiliyor muyuz? evet. cevabın evet olmamasını kabullenemezdim zaten ama yine de çok sevindim, hele de bu kadar kolay olmasına, daha da!
(nasıl olduğunu merak edenler buraya tıklayabilir)
2016'nın aralık ayından beri netflix üyesiymişim öncelikle bunu ögrendim, ve ilk izlediğim şeylerden biri, daha net olayım, tastamına netflix'te üçüncü izlediğim şey michael che'nin michael che matters stand up'ı olmuş bir de bunu öğrendim. ve hala en sevdiklerimden! listenin ilk sırasında yer almasından da anlayacaksınız zaten az sonra aşağı inip okuduğunuzda. sonra da bugünden o güne neler izlemişim hepsini gördüm, notting hill'deki mevsim geçişleri misali zamanda bir yolculuk yaptım.
ben duyarlanmıyorum onu da belirteyim, yani bu aşağıda göreceğiniz stand up'ların pek çoğu bazı konulara dev ve ortasından çatırt diye giriyorlar, hiç de umursamıyorlar siz ne hissedersiniz, alınır mısınız, darılır, kırılır mısınız... bence mizah böyle olmalı, böyle icra edilmeli. günümüzün en büyük hastalığı politik doğruculuk ve duyar kasmacılık. hatta sevgili dostum çağrı ekiz'in de belirttiği gibi: politik doğruculuk çağımızın kanseri. bizi bir adım ileri götürmeyen bir şey olduğunu düşünüyorum. aksine durduran, kafamızın çalışmasını, olayları farklı açılardan görmemizi engelleyen...
her stand up'la ilgili bir şeyler yazmadım ama başta michael'ınki olmak üzere favorilerim: dave chappelle (hepsi), seth meyers (lobby baby), louis ck (sorry not sorry, komik bir insan olduğu gerçeği değişmiyor), ricky gervais (hepsi), chris rock, aziz ansari (o da canım), amy schumer (the leather special), anthony jeselnik (abicim bir de yakışıklı), iliza shlesinger (elder millenial) ve tabii ki bir yumruk gibi çarpan hannah gadsby: nanette. mesela nanette'i izlerken çok ağladım, pek çoğunuzda bu etkiyi yarattığını da biliyorum zamanında konuştuk üzerine. yani duyarlanmazken duyarlanabiliyoruz, duyarlanmamak anlamamak değil, olaya 360 dereceden bakmaya çalışmak, buhranlarından çıkıp diğer tarafı görebilmek, hak vermek değil illa, ama başka türlüsünün de olabileceğini anlamak.
listede göreceğiniz başlıkların %98'i netflix'te bulunuyor, orada bulamayacaklarınızı nerede bulabileceğinizi de yanlarına yazdım.



EN SEVDİKLERİM:

MICHAEL CHE: MICHAEL CHE MATTERS
LOUIS CK: 2017, HILARIOUS, LIVE AT THE COMEDY STORE
SETH MEYERS: LOBBY BABY
ANTHONY JESELNIK: FIRE IN THE MATERNITY WARD
RICKY GERVAIS: HUMANITY
HANNAH GADSBY: NANETTE 
DAVE CHAPPELLE: STICKS AND STONES, EQUANIMITY & THE BIRD REVELATION COLLECTION, COLLECTION: THE AGE OF SPN: DAVE CHAPPELLE LIVE AT THE HOLLYWOOD PALLADIUM
CHRIS ROCK: TAMBORINE
ROB DELANEY: JACKIE (AMAZON PRIME VIDEO)
MARC MARON: END TIMES FUN
AZIZ ANSARI: RIGHT NOW
AMY SCHUMER: GROWING, THE LEATHER SPECIAL (ikincisi çok çok daha iyi, growing beni biraz baymıştı, ikincisi derken ilki oluyor zaman kavramından yaklaştığımızda)
JOHN MULANEY: KID GORGEOUS AT RADIO CITY
STAND UPS: SEASON 1 & 2 (bu yarım saatlik stand up'ları mutlaka izleyin, micro dose ediyorsunuz gibi düşünün)
SARAH SILVERMAN: A SPECK OF DUST
GAD ELMALEH: GAD GONE WILD
NEIL BRENNAN: 3 MICS
RAMY YOUSSEF: FEELINGS (internette bulacaksınız bunu keh keh)
MIKE BIRBIGLIA: THANK GOD FOR JOKES
MICHELLE WOLF: JOKE SHOW
ILIZA SHLESINGER: UNVEILED (DAHA AZ GÜLMELI), CONFIRMED KILLS (GÜLMELİ), ELDER MILLENIAL (SESLI GÜLMELİ, uçakta yanınızda oturanlardan utanmalı)
TAYLOR TOMLINSON: QUARTER LIFE CRISIS
FORTUNE FEIMSTER: SWEET & SALTY
TIFFANY HADDISH: BLACK MITZVAH (bu neredeyse hayal kırıklığına girecekti son anda yırttı), SHE READY (better)
WHITNEY CUMMINGS: CAN I TOUCH IT
WANDA SKYES: NOT NORMAL
NATASHA LEGGERO (ve kocası) THE HONEYMOON STAND UP SPECIAL COLLECTION: THE COUPLES ROAST, MOSHE
CRAIG FERGUSON: TICKLE FIGHT (en sevdiğim talk show host'tu craig ferguson, keşke daha çok görsek yüzünü yine)
JIM NORTON: MOUTHFUL OF SHAME
TREVOR NOAH: YOU LAUGH BUT IT’S TRUE, AFRAID OF THE DARK

KATEGORİ DIŞI AMA ÇOK SEVGİ
DAVE CHAPPELLE THE KENNEDY CENTER MARK TWAIN PRIZE (çok çok çok güzel, herkes var, herkes çok komik, herkes çok güzel onurlandırıyor dave chappelle'i, hiç bitmesin isteyerek izledim)
JOHN MULANEY AND THE SACK LUNCH BUNCH (bunu mutlaka izlemelisiniz, müzikli ama çok güzel müzikli, müthiş keyif aldım, jake gyllenhaal, david byrne, annaleigh ashford, yes yes yes)
COMEDIANS IN CARS GETTING COFFEE (hiç alakasız biliyorum ama yeri geldiği için yine de koymak istedim, izlemeye doyamadıklarımdan)
I THINK YOU SHOULD LEAVE WITH TIM ROBINSON (bu skeç şov SNL'in tatilde olduğu dönem çok iyi gelmişti, aşırı saçma ve bir o kadar da iyi!)
SETH ROGEN’S HILARITY FOR CHARITY (alzheimer için bir charity'si var seth rogen'in, sırf bu konuya değindiği için bile çok değerli zaten, e arkadaşlarınin kim olduğunu da biliyorsunuz rogen'in...)
BAŞTA JAMES FRANCO'NUNKİ OLMAK ÜZERE ÇEŞİTLİ ROAST'LAR (tek duyarlanıp rahatsız olduğum anlardan biri natasha leggero'nun aziz ansari'ye abanmasıdır, hangi roast'tı hatirlamıyorum ama canım sıkılmıştı ona, hatta leggero'yu uzun süre sevmedim bu yüzden. ama sonra bilendim ben de, anladım ne olup bittiğini daha iyi, çok eğlenceli. hele BRUCE WILLIS'inki ahahahahah bakın çok gülüyorum düşününce bile)
HAYAL KIRIKLIĞI
JENNY SLATE: STAGE FRIGHT (bunu izlemeyi bitiremedim, bana uymadı, ki jenny slate'i severim, konusu açılmışken obvious child'ı izleyin, çoooook tatlı film)
ILANA GLAZER: THE PLANET IS BURNING - AMAZON (bu hiç olmadı! çok çok üzgünüm. broad city tutkumu biliyorsunuzdur artık, hayal kırıklığım çok büyük)
JERRY SEINFELD: JERRY BEFORE SEINFELD (bunu kötü bir stand up olarak almayın ama adınız jerry seinfeld olunca beklenti de büyük oluyor, onu doldurmadı)
ELLEN DEGENERES: RELATABLE (jerry'yle aynı durumdan mustarip ellen'ım, akışına, zamanlamasına, punch line'larına bir diyeceğim yok ama yavan)
PETE DAVIDSON: ALIVE FROM NEW YORK (bunun fragmanında gördükleriniz zaten high note'ları, gerisi gitmiyor, tıkanıyor, ama pete daha çok genç ve akıllı, yolunu bulur)
LESLIE JONES: TIME MACHINE (leslie jones'u çok seviyorum, çok da gülüyorum hem SNL'deki skeçlerine ve monologlarına hem de seth meyers'la yaptıkları game of thrones izleme-yorumlama maratonlarına, ama 1 saat boyunca çekilmiyor, yoruyor, yine de güldüğüm pek çok yeri oldu)
ADAM SANDLER: %100 FRESH (bunu biraz harcamış olabilirim, atilla'yla oturmuştuk başına, müzikli olmasına dayanamadı o, beni de kopardı olaydan, belki bir şans daha veririm, ama müzikal hikayesi her zaman gidecek bir şey değil itiraf etmeliyim ki)
FRED ARMISEN: STAND UP FOR DRUMMERS (adından da anlaşılacağı gibi davul çalanlar izlesin bunu, olmuyor, koparıyor seni, tam bir hikayeye gark oldum derken, olamıyorsun da zaten işte davuldan zurnadan)