the mitchells vs the machines; seslendirenler: maya rudolph, abbi jacobson, michael rianda (aynı zamanda da filmin yönetmeni) ve danny mcbride, 2021 |
her şey yukardakiyle başladı. ailecek gözyaşları ve kahkahalar eşliğinde the mitchells vs the machines izledikten ve seslendirenlerin kim olduklarını tahmin etme oyunu oynadıktan sonra (mark bowman karakterini keegan michael key'in seslendirdiğine emindim mesela ama megersem eric andre'ymiş) (oyun sadece benim kafamda da oynanmış olabilir onu bilemeyiz) bir ailecek izlenebilecek bayram filmleri listesi yapmaya karar verdim, sadece animasyonlardan oluşmayan ve izlerken suratınızı ekşitip 13 dakikalık çay koyma seansları düzenlemenizi gerektirmeyecek birbirinizin yüzüne film bittikten sonra da bakabileceğiniz cinsten.
charlie and chocolate factory - bunu biraz bayram temalı olmasından koydum. eminim herkes şeker-çikolata stoğuyla kapanmıştır evlerine diye düşünüyorum çünkü, yani izlerken canınız çekerse elinize hazır gelsin diye. the good doctor'u da tanıdınız herhalde...
enchanted - bu filmin değeri zamanla daha da iyi anlaşıldı sanıyorum, 15 yıl sonra bir ikincisini çekmeye karar vermiş olmalarının sebebi de bu olsa gerek. şu ara setteler hatta irlanda'da. merakla bekliyorum orta yaşa merdiven dayamış gisele'imizin başına gelecekleri. mc dreamy'mimizn grey's anatomy dışındaki en büyük gişe başarılarından ayrıca.
sense and sensibility - jane austen'ların en yumuşağı, emma thompson, kate winslet, hugh grant, alan rickman, bi de böyle bi kadro yani.
a series of unfortunate events - bu film benim neden aşırı popüler olmadığına bir türlü inanamadıklarımdan. prodüksiyon tasarımı desen arşı yarıyor, oyunculuk desen çoluk çocuk herkes delirmiş şekilde başarılı. ne biliyim yani ben daha büyük başarılarını görmek ve devamının gelmesini isterdim açıkçası. neyse, bununla yetiniyoruz, zaman zaman açıp izlediklerimdendir.
the nice guys - iyi bir aksiyon. bunun da devam edecekti sözüm ona, ryan gosling ve russell crowe'dan beklenmedik bir kimya filan. komikti de. gosling'in komikliğini seviyorum ben, hep oscar sahnesindeki hali geliyo aklıma, la la land kazanamadığında kıs kıs nasıl da gülmüştü.
kingsman - aksiyon demişken biraz daha derli toplu bir şey isterseniz bu da iyi bir alternatif, ikinci film ilki kadar iyi olmasa da o da izleniyor.
sleepy hollow - bunu korku filmleri listeme koyacak değilim, çünkü korkudan çok teatral bir kara komedi
gibi daha çok. çok severim korkutmanın sınırlarında dolaşan o fantastik atmosferini.
edward scissorhands - johnny depp'ten devam edelim, zamansızlarımdan bay makaseller. masalsılıkta bir dünya markası başak kardeşim tim burton'dan.
where the wild things are - yine kenarda köşede kalmışlardan. dünyanın en iyi çocuk kitaplarından birinin uyarlaması olmasının yanı sıra yeah yeah yeahs'den karen o'ya ait müzikleriyle de ayrı bir yeri vardır kişisel kataloğumda.
snow white and the huntsman - aksiyon ve fantastik damarınız kabardıysa diye bunu da koydum. şahsi favorilerimdendir, izlemiş olmam gerekenden daha fazla izledim. charlize'in kraliçesine bayıldığımdan olsa gerek.
saving mr banks - ağlamak dedim ya, biraz içinizi dökmek isterseniz bu da favorilerimdendir. allah cezanı vermesin diyebilirsiniz izledikten sonra, haklısınızdır da derseniz, ama değiyor, bunda da ben haklıyım. :)
seri filmler:
night at the museum - yine en çok eğlendiklerimden. rami malek rami malek olmadan önce neler yapıyordu diye merak ettiğinizden de izleyebilirsiniz mesela bunu.
mission impossible - bunun ilk ikisi baya tırt ama yine de hürmetten izletiyor kendini, bir de işte tbt ruhu gibi düşünün, ama sonrası çok keyif.
shrek - bu ara bi shrek çekiyo canım niyeyse, çok komikti bunlar da. izlememiş olma ihtimaliniz az tabii, ama tekrarlamaktan da zarar gelmez.