2021 en iyi diziler

kate winslet, mare of easttown
• 2021 best tv shows •
bunu haziran biter bitmez yapacaktım da işte anca kafamda oturttum yerine bazı şeyleri.
şubat ayından bu yana tüm listemi taradım, unuttuğum bir şey olmasını istemedim çünkü. bir de ocak şubat aslında hala 2020'den de sayılır, yani liste üzerine konuşalım ama konuşurken bunu da hesaba katalım isterim. pretend it's a city mesela bu konudaki istisnalardan, çünkü ocak başı girdi yayına netflix'te ama 2021'nin en iyilerini sayacaksam da onsuz olmaz elbette :)
update: aralığın sonuna geldiğimiz şu günlerde listenin son hali aşağıda gördüğünüz gibi. station eleven başladı, ocakta sonlanacak, ama çok iyi başladı. reservation dogs bu senenin en öne çıkan işlerinden biri oldu bende ilk bölümünü izledim yalnızca henüz ama mutlaka bitireceğim. foundation ve wheel of time beni memnun etmediler, foundation'a belki bir şans daha verebilirim ama wot tam bir hayal kırıklığı. yani prodüksiyonuna birkaç milyon dolar ruhuna da birkaç ehil isim daha harcasalarmış belki ama, ı ıh. hawkeye da izlemek için final bölümünün yayınlanmasını beklediklerimden.

MARE OF EASTTOWN şimdilik the best bu. sharp objects'ten sonra hbo'da izlediğimiz en iyi polisiye. yine de hala favorilerim sharp objects ve the night of elbette :) (aradan geçen onca ayda hala en iyi dizi mare sanırım... bugün 20 aralık)
HACKS jean smart seksapeli diye bir şey var, we love elderly ladies here ve zaten yaş dediğin nedir! kendisi mare of easttown'ın da en iyi öğelerinden biriydi zaten. hacks 40-50 yıldır sahnede olan bir standupçının tahtını kaybetme endişesini konu alıyor, bu yola da genç bir komedi yazarı (gerçek hayatta o da bir standupçı) hannah einbinder ile giriyor. çok iyi bir ikililer, hem duygusal, hem komik, hem de çok zeki bir anlatım. mutlaka izleyin. ikinci sezonu yolda.
THE WHITE LOTUS fragmanını görür görmez heyecanlanmıştım, doğru ata oynamışım! ödül sezonunu kaçırdı golden globel'ar da iptal olduğundan (mini update: golden globelar are back, yazının sonunda aday başlıklara link bulabilirsiniz) ama altı bölümü de keyifle izletti. hem de daha final yapmadan ikinci sezon onayını aldı! bugüne dek çekmek nasıl kimsenin aklına gelmedi onu da anlamadım, lüks bir otelin sakinleri ve çalışanları arasında yaşananlar, müthiş kişilik ve statü analizleri. ikinci sezon white lotus'un bir başka şubesinde geçecek, ilk sezondan tanıdık yüzler görme olasılığımız da olacak ayrıca. hbo olduğunun altını da çizeyim.
WE ARE LADY PARTS müslüman ve sadece kadınlardan oluşan bir rock band mi? şahane şarkılar mı? inanılmaz bir açık sözlülük mü? ben varım! ha, bir de british! ikinci sezon onayını da aldı bu her tarafından yetenek fışkıran dizi ve gördüğünüz gibi kasım ayının son günlerinden birinde listeye ilk sıralardan giriş yapmayı da başardı! çok tavsiye, içiniz ısınsın!
YARGI bu sene pazartesi günlerini iple çekme sebebim oldu bu yargı (succession'la birlikte)! pazar yayınlanıyor aslında ama ben ancak ertesi güne kadar sabredebiliyorum işte. iki yerlim dizim var şu an biri bu diğeri de geçen seneden beri izlemekte olduğum sadakatsiz. pınar deniz ve kaan urgancıoğlu'nun kimyaları harika ama her şeyi daha da iyi yapan senaryonun giriftliği ve tüm kadronun yeteneği. inşallah bozmazlar (14. bölümdeyiz).
SEX EDUCATION S3 netflix orijinalleri arasında beni en mutlu edenlerden biri sex ed, diğerleri arasında the crown, stranger things ve after life'ı sayabilirim. üçüncü sezonu da kaideyi bozmadı, bitmesin diye diye izledim, dördüncü bir sezonu olacağını bilmek hayata umutla bağlanmamı sağladı.
SUCCESSON S3 bekledik bekledik ama beklediğimize de değdi. yani en azından son iki bölüm... açıkçası biraz uzatmalı bir sezon yaşattılar; geri dönüp baktığımızda yine her diyalog her sahne her ifade gerekliymiş bunu anladık belki ama izlerken biraz acıttı. olsun, bir dördüncü sezonumuz olduğunu bilmek bile yeterli iyi hissetmek için.
SQUID GAME meğer ne kadar ihtiyacımız varmış para için birbirlerini bile öldürebilecek insanların bir adada hapsedildiklerini izlemeye! bu senenin yıldızı oldu bi anda, hak etti de bence. sonuçta sürükleyici bir seyirlik ve insan doğasına dair pek çok nokta atışında bulunuyor.
MAID kalbim parçalana parçalana izledim ama değdi. sonunda umut ve ışık olan bir hikaye ve başroldeki margaret qualley çok iyi. the leftovers'da ilk izlediğimden beri çok beğeniyorum, doğru yolda ilerlemesine de ayrıca seviniyorum.
DOPESICK biraz daha at satırlarda görebileceğiniz dr death'imsi bir anlatım biçimiyle bizi zamanda bir yolculuğa sokuyor opioid krizini konu alıyor dopesick. müthiş sinir bozucu gerçekleri, söylenen ve neredeyse bir milyon kişinin ölümüne, daha da fazlasının bağımlılığına neden büyük yalanları; oxi-cotin ilacının üreticileri, ilacın rapresantanları, hastalarına bu ilacı yazan doktorlar, hastalar ve son olarak da bunun bir mesele olduğunun farkına varıp olayı inceleme altına alan savcılar tarafından inceliyor dizi. müthiş karanlık, belli ki daha da kararacak 8 bölümlük bir mini dizi. başrollerde michael keaton, peter sarsgaard, michael stuhlbarg, kaitlyn dever, will poulter ve rosario dawson var to name a few.
AMERICAN CRIME STORY: IMPEACHMENT bunu adeta bir gerilim filmini izler gibi izledim! muhteşem! ilk iki sezondan bile daha iyi olabilir hatta. olay bill clinton'ın karısını aldatmasından çok bi arkadaşın diğerine hıyanetiymiş resmen de bilememişiz. tabii ki bundan çok daha fazlası ama ben anladığım kısmından bakıyorum olaya. sarah paulson'a laf etmişlerdi şişman görünmek için pedler taktı neden gerçekten şişman olan biri o rolü oynamadı filan diye ve evet belki başka birilerine de şans tanınmalıydı ama linda tripp olarak o kadar iyi ki! ryan murphy'yle aralarındaki iletişim, kimya, elektrik her ne ise bunu değerlendirmek istemeleri çok normal bana kalırsa. ortaya hep çok iyi bir şeyler çıkıyor. her saniyesi gerekli, her karakter birbirinden iyi, yarışıyorlar adeta en küçüğünden en büyüğüne!
...AND JUST LIKE THAT çekileceğinin haberinin duyulması, new york sokaklarından gün be gün aldığımız neredeyse belgeselimsi set fotoğrafları, stanford'ın (willie garson) ölümü, mr big (chris noth) hakkında başlatılan taciz suçlamaları (hepsine de inanıyorum) filan derken dizinin kendisi hakkında konuşulmuyor oldu adeta. oysa ki ben filmlerin ardından geldiğimiz bu noktaya gayet okeyim. 50'lerindeki bu kadınların hayatları tam da onları tanıdığımız yerden yerden ilerliyor gibi hissediyorum ilk dört bölümünü devirdiğimiz şu günlerde. sex yok dedi birileri, e zaten isminde de sex yok artık, birincil nedenimiz bu değil çünkü ki elbette bazı önceliklerin değiştiğini de göreceğiz sezon ilerledikçe (özellikle de miranda tarafında). emily in paris'in ikinci sezonunu yeni bitirmişken hele, darren star'ın bu belki de en orijinal projesi 1999'da tanıştığımız versiyona sadık bir şekilde devam etmekte. 
TED LASSO S2 ilk sezon kadar mutlu etti beni ted'ciğim, tek sorunum son birkaç bölüm belli ki üçüncü sezona uzanabilmek için karıştırdıkları bazı ilişki dinamikleriyle oldu. bunun dışında istisnasız her bölüm kendimi bir şeylere ağlayıp diğerlerine güler ve mutlu hissederken buldum.
PRETEND IT’S A CITY harika bir şeydi bu ya, fran lebowitz gibi insanlar olması güzel. her fikrine katılırsın katılmazsın, kendini güncellememiştir, poitically correct değildir, tüm hassasiyetlerimize cevap veremez belki ama onları da bu yüzden severiz zaten en çok da. keşke yıl boyunca devam eden her hafta yeni bölümü yayınlanan bir program olsa. bir daha new york'a gidebilecek olduğumda sokaklarda fersah fersah onu arayacak ve bir sohbetine denk gelebilmek için dualar edeceğim.
ALLEN V. FARROW ben bundan çok etkilendim; hem konuyu ele alışını hem işleyişini. içim bulanarak izledim. woody allen'ın nasıl bir pislik olduğunu, hiç de öyle gözünüze sokula sokula değil, öğrenmek istiyor ve geçmişte de bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız mutlaka izlemelisiniz. 4 bölüm, hbo zaten. woody dışında da konuyla alakası olmuş olan herkes konuşmuş zaten neredeyse. en önemli özelliği de bu bence.
FRIENDS REUNION bu çok mu iyiydi? kitleleri buluşturması ve göz yaşartmayı başarabilmesi açısından evet. bizi asla tatmin edemeyeceği gerçeğinden yola çıkınca sorun da olmuyor pek açıkçası.
STATH LETS FLATS bu benim keşfim, ne nereden izlersiniz sorusuna bir cevap getirebilirim ne de izlemesinin kolaylığına içerik ve dili itibariyle, ama kesinlikle ilgiyi hak ediyor yunan babasıyla çalışan emlak danışmanı stath ve kız kardeşinin maceraları. zaten o kız kardeş, yani what we do in the shadows'un nadja'sı bence şu an ekranın en komik kadınlarından biri. wwdis'u bu sene izleyebildik, bu yılın dizisi değil, ama üçüncü sezonu eylülde başlayacak onun da ve yıl sonu itibariyle derhal bu listedeki yerini bulacak. zaten stath da bu yılın dizisi değil ama olsun :)
WANDAVISION ben çok beğendim wandavision'ı, size marvel evreniyle ilgili atıp tutacak ne hafızaya ne de enerjiye sahibim, izleyin araştırın anlayın derim, zaten öyle atla deve değil de kelimelere dökmesi zor. yalnızca: ilk iki bölümü izleyip de bırakanlar varsa aranızda, devam edin. çünkü her şey öyle güzel açıklanıyor ve toparlanıyor ki! ayrıca süper süper ve süper bir fikir! (fikir anlamında bu ve en altta göreceğiniz kevin can fuck himself yarışırlar)
LOKI bunu da çok sevdim, hele de prodüksiyon ve set tasarımı! zaten loki süper bir karakter ilk andan beri, fırlama tanrıcığımız bizim! devamı da gelecek. falcon and the winter soldier'ın ise en iyiler listemde yeri yok, ama izlemediğimi düşünmeniz de beni üzer :)
BACK TO LIFE S1&2 ilk sezonu ta kasım 2019'da yayınlanmış, ama bu ingilizler hep böyleler zaten kafalarına göre takılmakta üstlerine yok. tabii sonra işin içine bir de covid filan girdi iyice bahaneleri oldu. her neyse, back to life, 18 yıl sonra hapisten çıkmış ve yeniden hayata karışmaya çalışan miri'nin gündelik yaşamını anlatıyor. dramedi diyelim, çünkü bir yandan çok da komik. başroldeki daisy haggard dizinin aynı zamanda da yaratıcısı. phoebe waller bridge, aisling bea ve sharon horgan'la aynı/benzer kumaştan kesilmiş biri kendisi. rol aldığı breeders'ı da evebeynliğe gerçekçi bakış açısından dolayı takdir ederek izlemeteyim.
IT'S A SIN bu beni paramparça etti, salya sümük ağlattı, güler eğlenirim sanırken ters köşe yaptı. gerçi aids salgınını anlatan bir dizinin beni eğlendireceğine nerden kanaat getirmişim onu da bilmiyorum.
DR DEATH bakın bu ruh hastasını daha dün izleyip bitirmiş olmama rağmen hemen buraya koydum. hakkında çokça konuşturacağa benzer. baya sevimsiz bir hikaye, zaten doktorlara nasıl güveneceğimizi bilmiyoruz, doğru doktoru ve tedaviyi bulmak için ev satması filan gerekebiliyor insanın, neyse, bu cerrah da cerrah değil kasap zaten. dehşetengiz bir kişi. dizi, gerçek hikayesinin ardından çıkan podcastin üzerine çekilmiş. joshua jackson başrolde, ama aslen rol jamie dornan'ınmış, pandemi yüzünden ailesiyle seyahat edememiş o yüzden re-cast etmek zorunda kalmışlar. bence pacey'ciğimiz rolüne yakışmış. fakat özellikle son bölümde şişmanlatmak için bir plastik makyaj yapmışlar ki hiç ama hiç olmamış! yani 20 sene önceki fat monica bile daha inandırıcıydı ki o bir komedi dizisiydi. çocukcağız ifadesini 50 dakika hiç değiştirmeden tüm bölümü tamamlamış reşmen ki final bölümünden bahsediyoruz, yani mühim. konuyla alakalı olarak da dizi bitmiş olmasına rağmen ben şahsen, hala bu adamın o ameliyathanelerde kendine nasıl yer bulduğunu, o prestijli olduğu söylenen okullardan nasıl mezun olduğunu anlayabilmiş değilim. grey's anatomy'yle büyüdük biz, cerrah olmak öyle her babayiğidin harcı değil! alec baldwin ve christian slater yan rollerde çok iyiler, anna sophia robb'u da tutarım ben charlie and the chocolate factory'den beri, burda da fena değildi.
ONLY MURDERS IN THE BUILDING somurtarak başlayıp sonradan ısındığım bir dizimiz. selena gomez, steve martin ve martin short new york'ta yaşadıkları apartmanda intihar gibi görünen bir cinayeti çözmeye ve bununla ilgili bir de podcast sunmaya karar veren üç yabancıyı canlandırıyorlar. sting'den nathan lane'e ve tina fey'den çok sevdiğim amy ryan'a tatlı bir konuk oyuncu listesi de eşlik ediyor bu tuhaf üçlüye. ikinci sezonu baştan onaylandı ve bu beni mutlu ediyor.
BONKİS bu sene başımıza gelen en tatlı şeylerden biriydi bonkis. orijinal hikayesinin yazarı ve başrol oyuncusu deniz tezuysal yazıya olan ilgisini ve yeteneğini 30'larından sonra ve iyi ki değerlendirmeye karar vermiş bir mimar, bonkis'te de kendi hayatından alıntılar var tam olarak yansıtmasa da. ikinci sezon ocakta gelecek diye duyumlar almış olabilirim... :)
THIS WAY UP S2 yine ilk sezonu kadar iyi olmayı başarabilen bir ikinci sezon. yaşasın kadın yaraticılar! hala her regl olduğumda sharon horgan'ın, 'reglyken neden ishal olursun?' google sorgusunu düşünmeden edemiyor ve çok gülüyorum. 
STARSTRUCK fleabag'le filan aynı cünle içinde kulanmak icap ediyor bunu ama o derinlikte işlemiyor içinize, yine de tatlı ve eğlenceli, bir oturuşta bitirmelik cinsten bir ingiliz romantik komedisi. dizinin yaratıcısı ve başrol oyuncusu olan yeni zelandalı rose matafeo'yu bu sene baby done isimli filmiyle tanımıştım. annelik ve hamileliğe yaklaşımı o kadar hoşuma gitmişti ki puanını baştan koyarak da izlemeye başlamış olabilirim yani bu diziyi :) ikinci sezonu yolda.
THE HANDMAID’S TALE S4 üçüncü sezonunun uzatmalığından sonra dördüncü sezonu sevdim ben, belki de çok uzun sür beklediğim ve özlediğim içindir. hemen içine girmem de kolay olmadı, tüm o yakın planlar ve dünyada olup biten bunca felaketin ardından handmaid'lere karşı empati kurmam biraz zaman aldı açıkçası, ama genel anlamda memnunum. beşinci sezonun final olmasını diliyorum, ama henüz netleşmedi.
PHYSICAL yeni başlayanlar ve sezonu henüz tamamlanmamış olanlar arasında en sevdiklerimden biri kesinlikle. rose byrne çok iyi. konu enteresan. byrne dışındaki karakterler de iyi, nereye varacak merak ediyorum. update: sezon tamamlandı ve hala çok iyi olmayı sürdürdü. ikinci sezon onayını da aldı çok mutluyum. rose byrne'ü özlemişim.
RESIDENT ALIEN bu senenin tatlı komedilerindendi, alan tudyk alaska'ya düşen ve doktor taklidi yapan bu uzaylığı oynamak için doğmuş resmen. ikinci sezonu yolda. 
SERVANT S02 harika bir sezondu, lauren ambrose muhteşem oynadı, üçüncüsünü çekmeye başladılar bile. (3. sezon 21 ocak'ta başlıyor)
HALSTON son dönemdeki ryan murphy işleri arasında en sevdiğim oldu halston. ewan mcgregor en iyi erkek oyuncu dalında emmy adaylığını da kaptı-ve hatta kazandı, emmy sonuçları için en alta link bırakıldı- buradaki performansıyla zaten!
MODERN LOVE S2 ilk sezonu kadar olmasa da ikinci sezonunu da sevdim bu her biri birbirinden bağımsız aşk hikayelerinin anlatıldığı diziyi. the new york times'ın modern love isimli köşesinde yayınlanan makalelerden uyarlanıyor. hepsi de çok duygusal. ikinci sezondan en favori bölümlerim 1, 5 ve 8 oldu ama diğer bölümlere de kanım hemen kaynadı.
LOVE DEATH & ROBOTS S2 ikinci sezonun ilk bölümüydü izlediğimiz, ilk sezonda olduğu gibi hepsini aynı anda yayınlamış olmalarını isterdim kesinlikle çok daha etkileyici olurdu böylesi. tadı damakta ve yarım kaldı bu şekilde.
SHRILL S3 bundan da çok zevk alıyordum, üçüncü sezon ne yazık ki final sezonuydu. 
ZOEY'S EXTRAORDINARY PLAYLIST S2 kalbimin çok kırık olduğu bir konu. devamı gelmeyecek görünüyor çünkü şu an itibariyle. belki bir başka platform alır ve çeker üçüncü sezonu bilmiyorum, ama bence hata ettiler bitirmekle çünkü bana çok iyi geliyordu. update: devamı değil ama bir christmas special'ı geldi film formatında. ama böylelikle de veda ettik zoey'ciğimize. genel xmas special'larından daha iyi ve hikayeyi tamamlayıcı buldum. tatmin oldum gibi yani.
DOĞU bence bu hiç fena bir dizimiz değildi. casting çok iyiydi bir kere, hele de anası babası ve en yakın arkadaşı rollerindeki oyuncular yani sırasıyla: kubilay tunçer, banu fotocan ve evliya alkan. ikinci sezonu da büyük ihtimalle gelecek.
YEŞİLÇAM bunu da merakla izledim fakat prodüksiyon kalitesi ve hikayenin uzamasıyla ilgili sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. çok büyük işe kalkışmışlar tabii, türkiye'de dönem işi çekmek zor ve bence komik durumlara düşülmüş ne yazık ki, çok stüdyolaşıyor yer yer. çağatay'ı beğeniyorum bunu da eklemek isterim.
KULÜP'u de buraya koymam gerek hissine kapıldım ama onu herkeler zaten o kadar yerlere göklere sığdıramadılar ki benim diyecek bir şeyim kalmadı gibi... gökçe bahadır çok iyiydi onu diyim.
İLK VE SON ilişki izlemeyi seven bir birey olarak salih bademci'yle tanıştığıma çok memnun oldum. bu blutv dizisini henüz izlememiş birkaç kişiden biriyseniz başrolleri özge özpirinççiler ile paylaşıyolardı ve fırtınalı bir aşk hikayesini canlandırdılar. güldürdüler ağlattılar, başından sonuna merakla izlettiler.
THE KOMINSKY METHOD S3 ben çok keyif aldım final sezonundan valla, ağlamaktan çok güldüm bir de bu sefer, oh dedim.
AYNEN AYNEN ben buna bir gül bir gül! yerli yapımlara özellikle yer vermek istiyorum, buna başlamam zaman aldı, uraz'lı bölümleri daha çok sevmiş gibiydim, ama sonra kerem bürsin'le de uyum sağlandı. tabii yine de bilmelisiniz ki dizinin lokomotifi nilperi şahinkaya. çok çok başarılı. müthiş bir enerji.
GİBİ daha çok izleyebilmek için bi de exxen'e mi üye olucam şimdi ben? o kadar iyi bi kafa ki!
SCENES FROM A MARRIAGE bunu buraya eklemek durumundayım çünkü oyunculuklar ve fikrin uygulanışı çok iyi. ilk bölümde hayran kaldım mesela konuyu ele alışlarına, orijinal senaryoru tersine çevirip kadını erkek erkeği kadın yapmalarına ama sonra tempo biraz yavaşladı. yani sonuçta tamamen diyalog üzerine kurulu olduğunu unutmamak lazım, benim hatam bu oldu iki ve üçüncü bölümü arka arkaya izleyip kendimi yorarken sanıyorum. update ve itiraf: bitiremedim. ve hiç bitiresim de gelmiyor. napçaz?
KEVIN CAN F... HIMSELF bu çok iyi bir fikre* sahip, ama o yeterli oluyor mu şu an artık pek emin değilim. konu biraz garip bir yere gitti, yani good girls izliyor gibi hissediyorum bazı bazı ki sevmeye de baştan hazırdım yani. *dizide sitcom estetiği ve doğal ışık içiçe geçiyor: schitt's creek'le hayatımıza giren annie murphy'nin canlandırdığı alison müthiş gerizekalı, süper manipulatif tam bir sitcom karakteri parodisi olan kocası kevin'in (eric petersen) yanından ne zaman ayrılsa kendi karanlık gerçeğine geri dönüyor sitcom renk paletini ve kahkahalarını geride bırakıp. ikinci sezonu onaylandı, yolda.

2021 EMMY ADAY VE KAZANANLARI + ŞOV YORUMU BURADA

2022 golden globes adayları burada

2022 independent spirit awards adayları burada