2022 oscar adayları

the power of the dog; jesse plemons, kirsten dunst
evet efendim adaylarımız açıklandı. yılın en çok beklediğimiz zamanı diyeceğim ama her geçen yıl inancımı daha da yitirdiğim bir kurum şu akademi. işler çok değişti bir de ne de olsa, televizyon bu kadar gümbür gümbürken sadece filmleri değerlendirmek tuhaf geliyor, bambaşka dinamikler olduğunu unutmamakla birlikte söylüyorum bunu elbette. çünkü benim için küçük büyük fark etmeksizin herhangi bir sinema salonunun karanlığında oturup film izlemenin keyfinin yerini başka hiçbir şey alamaz, bu bilgi de burada böylece dursun. 
en iyi filmler arasında bir fransız filminin yeniden çevrimi olan coda'yı görmek oldukça şaşırtıcı ve manasız bence öncelikle bunu söyleyeyim. bende hiç yer etmemiş bir film olmasının da bunda payı büyük, yoksa orijinalini izlememiştim nasılsa. filmin çıkardığı adaylıklardan tek mantığıma yatanı ise baba rolünde izlediğimiz troy kotsur, bakın onun performansı akılda kalıyordu işte (geçen yılın paul raci'si gibi, sound of metal filminden, hatırladınız mı? benzer performanslar, işitme kaybı...). yeniden çevrim olan tek film de değil ayrıca coda, listede west side story'yi de görüyoruz. onu henüz izlemedim, o kadar isteksizdim ki basın gösterimine bile gitmedim yani o derece, ama itiraf etmeliyim ki son birkaç haftadır dijitale gelse de izlesem duygusuyla çalkalanıyor minik yüreğim. hahahah! merak ediyorum, evet, üzgünüm bay spielberg, sizinle büyüdüm ve haksızlık, saygısızlık etmeyi asla istemem. don't look up'ın ödülü alacağını hiç sanmam ama listede adını görmek gülümsetti, o kocaman kadroyu çok iyi harmanlayan ve eğlenceli bir işti, bu büyük törenlerde böyle başlıkları daha sık görebilmek en büyük temennim. king richard da izlemediklerimden, nedense will smith'i böyle ciddi rollerde izlemeye karşıyım. bu filmin bu kadar ses getirmesi de şaşırttı, bi akşam televizyonda 'belki' izleyeceğim bir film kategorisinden çünkü benim için. bilmeyenler için serena ve venus williams'ın antrenörlüklerini üstelenen babalarını anlatıyor. bu arada film beyonce'ye en iyi şarkı ile ilk oscar adaylığını da getirdi. listede izlememiş olduklarımdan biri de drive my car, şu an vizyonda, ilk gideceklerimden (link bırakıyorum buraya hangi sinemalarda oynadığını görmek isterseniz diye). licorice pizza'yı izledim, izlerken eğlendim, üzerine de çok düşündüm, hatta eve gelip okudum, ne izlediğimi analiz etmeye çalıştım. bir filmin illa bir mesajı olması gerektiğini asla düşünmem, ama kendime bu düşüncemi hatırlatmam gerekti filmin ardından. 70'lerin los angeles'ı hissi ise en çok kalan üstümde. alana haim ve cooper hoffman'ı bir devam filminde izlemeyi de çok isterim ayrıca (philip seymour hoffman'ın oğlu cooper)! nightmare alley'yi geçtiğimiz günlerde izledim, en iyi film adayları arasında yer almasını neredeyse absürd buluyorum, guillermo del toro olunca otomatikman mı giriyor acaba listeye? illa bir oscar ibaresi belirecekseydi yanında bu prodüksiyon tasarımı'yla sınırlı kalmalıydı kanımca. hadi belki biraz da kostüm ki onlar bile abartılı geldi bana, filmin ilk kısmını kapsayan karnaval döneminde bradley cooper'ın nasıl o kadar geniş bir gardırobu olabileceğini hiç anlamadım mesela. film kötü demek istemiyorum, hikaye dinlemeyi seven biri olarak iyi vakit geçirtti, ama uzundu ve amacından sapıyordu. belfast belki de bu istenin en iddialı filmi olabilir, onu da hala izlemedim, beğenmemekten korkumdan geçemedim başına bir türlü ki aylardır bilgisayarımda duruyor. neyse, sadede gelelim; benim adayım dune. dune bence bu yılın ve son birkaç yılın en görkemli filmlerindendi, böyle bir sanat yönetimi görmedi bu gözler. ha benim için yılın en iyi filmi mi? hayır. çünkü ben duygu peşindeyim, ve o duyguyu da bana en çok geçiren film bu yıl tartışmasız the worst person in the world oldu. sadece yabancı dil'in en iyilerinde değil, burada da görmeyi çok isterdim ismini. the power of the dog'dan bahsetmemişim bile, çünkü bende hiç iz bırakmayan bir film oldu. sorun bende belki de bilemiyorum, ama olmadı. tick tick boom da keşke olsaydı bu listede mesela, andrew garfield ödülü o kadar çok hak ediyor ki filmdeki performansıyla! ama sanırım benedict cumberbatch'in yılı olacak bu yıl, içime öyle doğuyor. kristen stewart'çım da sonunda adaylığı kaptı, ama burada da sanki jessica chastain'i (the eyes of tammy faye) göreceğiz heykelciğiyle kameralara gülümserken diye düşünüyorum. en iyi yardımcı kadın oyuncu adayları arasında aday olmasına en sevindiğim kişi-performansına bayıldığımdan değil de en yakın arkadaşım olabileceğini düşündüğüm için-kirsten dunst. ama bence ödül jessie buckley ve ariana debose arasına paylaşılacak. ariana siyahi olmasından burun farkıyla önde. tabii bu arada the power of the dog'daki performanslarıyla jesse plemons ve kirsten dunst birlikte ödül alsalar bayağı enteresan olurdu. karı koca (olmak üzereler, pandemi yüzünden düğünü erteliyorlar ama iki çocukları var, diyorum size yakın arkadaş olabilirdik diye!) aynı gece ödül alarak manşeti garantilerlerdi. nicole kidman (being the ricardos, bu filme de sanırım haksızlık edip hala izlemedim, daha doğrusu başlayıp bitirmedim. en kötü senaryo da bu, o zaman bir daha hiç izlenmez ya çünkü, size de öyle oluyor mu?) ve olivia colman'ın aday olmadıkları bir yıl olmadı sanırım son birkaç yıldır bu ne ya! bu arada the lost daughter'da olivia da çok iyiydi bence. yine de filmin garantiye en yakın durduğu ödülün en iyi uyarlama senaryo dalında olacağını tahmin ediyorum. flee'yi izlediniz mi? hem belgesel hem de en iyi animasyon kategorilerinden aday. iki yıl önceki favorim honey land de benzer bir sürpriz yapmıştı hatırlarsınız belki. 4 mart'ta giriyor vizyona flee, oscar'dan önce izleyebileceğiz yani! ben şimdilik encanto'yu önerebilirim size en iyi animasyonlar arasında ki, frozen'dan sonra çocuklu evleri böylesine kasıp kavuran ilk film belki de! ben de çok sevmiş, dersler çıkarmıştım kendime izlerken. animasyon dışında en iyi müzik ve en iyi şarkı dalında da aday film ayrıca. bu arada en iyi animasyon kategorisinin tüm filmleri çok tatlı, the mitchells vs. the machines'i de eğer izlemediyseniz hemen yakalayabilirsiniz netflix'te! son söz: lady gaga ya da jared leto'nun aday olmadıklarını  müjdelemek isterim yılın en fos filmi house of gucci ile. film yalnızca en iyi saç ve makyaj'da aday, bu da bir mesaj içermiyorsa ben ne olayım! :D
tören 27 mart'ta, bizim için 28 elbette, sabahın köründe görüşmek üzere bitanelerim!
EN İYİ FİLM
“Belfast”
“CODA”
“Don’t Look Up”
“Drive My Car”
“Dune”
“King Richard”
“Licorice Pizza”
“Nightmare Alley”
“The Power of the Dog”
“West “Side Story”
EN İYİ YÖNETMEN
Kenneth Branagh, “Belfast”
Ryusuke Hamaguchi, “Drive My Car”
Paul Thomas Anderson, “Licorice Pizza”
Jane Campion, “The Power of the Dog”
Steven Spielberg, “West Side Story”
EN İYİ ERKEK OYUNCU
Javier Bardem, “Being the Ricardos”
Benedict Cumberbatch, “The Power of the Dog”
Andrew Garfield, “Tick, Tick, Boom”
Will Smith, “King Richard”
Denzel Washington, “The Tragedy of Macbeth”
EN İYİ KADIN OYUNCU
Jessica Chastain, “The Eyes of Tammy Faye”
Olivia Colman, “The Lost Daughter”
Penelope Cruz, “Parallel Mothers”
Nicole Kidman, “Being the Ricardos”
Kristen Stewart, “Spencer”
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Ciarán Hinds, “Belfast”
Troy Kotsur, “CODA”
Jesse Plemons, “The Power of the Dog”
JK Simmons, “Being the Ricardos”
Kodi Smit-McPhee, “The Power of the Dog”
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Jessie Buckley, “The Lost Daughter”
Ariana DeBose, “West Side Story”
Judi Dench, “Belfast”
Kirsten Dunst, “The Power of the Dog”
Aunjanue Ellis, “King Richard”
EN İYİ UYARLAMA SENARYO
“CODA,” Sian Heder
“Drive My Car,” Ryusuke Hamaguchi, Takamasa Oe
“Dune,” Jon Spaihts and Denis Villeneuve and Eric Roth
“The Lost Daughter,” Maggie Gyllenhaal
“The Power of the Dog,” Jane Campion
EN İYİ ORİJİNAL SENARYO
“Belfast,” Kenneth Branagh
“Don’t Look Up,” Adam McKay, hikaye McKay ve David Sirota
“King Richard,” Zack Baylin
“Licorice Pizza,” Paul Thomas Anderson
“The Worst Person in the World,” Eskil Vogt ve Joachim Trier
EN İYİ ANİMASYON FİLMİ
“Encanto”
“Flee”
“Luca”
“The Mitchells vs. the Machines”
“Raya and the Last Dragon”
EN İYİ KISA ANİMASYON
“Affairs of the Art”
“Bestia”
“Boxballet”
“Robin Robin”
“The Windshield Wiper”
EN İYİ KISA FİLM
“Ala Kachuu- Take and Run”
“The Dress”
“The Long Goodbye”
“On My Mind”
“Please Hold”
EN İYİ SİNEMATOGRAFİ
“Dune”
“Nightmare Alley”
“The Power of the Dog”
“The Tragedy of Macbeth”
“West Side Story”
EN İYİ KOSTÜM TASARIMI
“Cruella”
“Cyrano”
“Dune”
“Nightmare Alley”
“West Side Story”
EN İYİ BELGESEL
“Ascension”
“Attica”
“Flee”
“Summer of Soul”
“Writing with Fire”
EN İYİ KISA BELGESEL
“Audible”
“Lead Me Home”
“The Queen of Basketball”
“Three Songs for Benazir”
“When We Were Bullies”
EN İYİ MONTAJ
“Don’t Look Up”
“Dune”
“King Richard”
“The Power of the Dog”
“Tick, Tick, Boom”
YABANCI DİLDE EN İYİ FİLM
“Drive My Car”
“Flee”
“The Hand of God”
“Lunana: A Yak in the Classroom”
“The Worst Person in the World”
EN İYİ SAÇ VE MAKYAJ
“Coming 2 America”
“Cruella”
“Dune”
“The Eyes of Tammy Faye”
“House of Gucci”
EN İYİ PRODÜKSİYON TASARIMI
“Dune”
“Nightmare Alley”
“The Power of the Dog”
“The Tragedy of Macbeth”
“West Side Story”
EN İYİ MÜZİK
“Don’t Look Up”
“Dune”
“Encanto”
“Parallel Mothers”
“The Power of the Dog”
EN İYİ ŞARKI
“Be Alive” from “King Richard”
“Dos Oruguitas” from “Encanto”
“Down to Joy” from “Belfast”
“No Time to Die” from “No Time to Die”
“Somehow You Do” from “Four Good Days”
EN İYİ SES
“Belfast”
“Dune”
“No Time to Die”
“The Power of the Dog”
“West Side Story”
EN İYİ GÖRSEL EFEKTLER
“Dune”
“Free Guy”
“No Time to Die”
“Shang-Chi and the Legend of the Ten Rings”
“Spider-Man: No Way Home”