the boy and the heron / çocuk ve balıkçıl


• hiçbir promosyonu yapılmamasıyla belki daha da çok reklam olan çocuk ve balıkçıl'ın haber olmasındaki en önemli etkenlerden biri bunun hayao miyazaki'nin son filmi olması ihtimali, diğeri de usta yönetmenin 2013 yılındaki rüzgar yükseliyor'dan sonraki ilk uzun metrajı olmasıydı. fakat merak etmeyin, miyazaki yeni projeler ve fikirler üzerine çalıştığını ve bu işleri bırakmaya pek de niyeti olmadığını açıkladı bile.

kahramanımız mahito
• 2. dünya savaşı sırasında bir gece mahito’nun annesi, yattığı hastanede çıkan bir yangın sonucu hayatını kaybeder. küçük çocuk ve babası onu kurtarmaya çalışsalar da bu uğraşları ne yazık ki sonuçsuz kalır.

mahito'nun fabrikatör babası shoichi

• bir yıl sonra mahito ve savaş uçağı üreten fabrikatör babası shoichi tokyo’yu terk ederek banliyöye taşınırlar.
baldız natsuko ve evin hizmetlisi süper sevimli teyzeler

• istasyonda onları bir kadın karşılar, çok geçmeden anlarız ki bu kadın, yani natsuko, mahito’nun ölen annesinin kız kardeşidir. eve giden yolda mahito’ya yeni annesi olduğunu fısıldar, bu da yetmezmiş gibi bir de hamiledir. bir çeşit baldız baldan tatlı durumu da diyebiliriz...
• 13 yaşındaki mahito yeni tanıştığı bu insanlara karşı çok saygılı ve yeni hayatına hemen ayak uydurmuş gibi görünse de, hem annesini kaybettiği geceyi sürekli rüyalarında görmesinden hem de yalnız bir varoluşu benimsemesinden aslında duruma pek de adapte olamadığını anlarız. yeni başladığı okulunda dışlanır, hatta okul sonrası sınıf arkadaşlar tarafından tartaklanır. okula geri dönmemek için bir taşla kendi başını yaralayan mahito'nun iyileşmesi uzun zaman alır. ayrıca babası kendim düştüğünü söyleyen oğluna inanmaz ve olaydan okul arkadaşlarını suçlu tutar, onu kıskandıkları için yapmışlardır. okula yüklü bir miktarda bağış yapar ve oğlunun bir süre evde dinlenmesine göz yumar.

içinde aslında böyle bir adam yaşayan balıkçılımız

• filmimize adını veren balıkçıl mahito'nun yeni evine gelir gelmez tanıştığı bir diğer karakter. önce sadece meraklı gibi görünen bu hayvan çok geçmeden bir hayli israrcı bir tutum sergileyerek sürekli mahito'nun dikkatini çekmeye, onu her yerde takip etmeye başlar. daha da önemlisi annesinin aslında ölmediğini söyleyerek onu mahito'nun çok zeki ve güçlü olduğu anlatılan büyük amcasının inşa ettiği gizemli kuleye doğru götürmeye çalışır.

• bir gün teyzesini ormana doğru giderken gören ve geri dönmediğini fark eden mahito, evin ahalisiyle birlikte onu aramaya koyulur. evde hizmet eden süper sevimli teyze karakterlerden biri de onunla birliktedir. onlara balıkçıl yol göstermektedir ama girmek üzere oldukları bu büyülü paralel dünyada onlara destek mi yoksa köstek mi olacağı pek belli değildir.

• ilk sahnesinden son sahnesine o çok iyi bildiğimiz şahane miyazaki çizgileriyle sarıp sarmalandığımız film sizi içine alıveriyor. fakat belki sürekli içinden geçtiğimiz kapılar ve değişen boyutlardan, belki de son zamanlarda sürekli uzun filmler izlemekten sıkılan canımdan bir yılgınlık hissi hakim oldu zaman zaman bünyeme. 

bu warawara isimli yaratıklar paralel dünyada olgunluk çağına eriştiklerinde bizim dünyamıza geliyorlar insan olarak doğmak için.

• sonuç olarak bu masalsı dünyada hiçbir şeyin bir anlamı yokmuş görünürken aslında her şey çok mantıklı ve bu da miyazaki’nin sihri. bence yönetmenin en güzel filmlerinden biri değil, ama bu sizi keyifli bir seyirliğin beklemediği anlamına da gelmiyor.

how do you live, koperu isimli, babasını kaybetmiş ve annesiyle yaşayan parlak bir lise öğrencisinin yaşamını anlatıyor. 

•  miyazaki filminin senaryosunu genzaburo yoshino’nun 1937 yılında yayınlanan how do you live isimli romanından uyarladı. filmde hikaye bambaşka bir yöne evrilse de filmin başlarında tüm macera başlamadan hemen önce kahramanımız mahito kitaplarının arasında annesinin ona büyüdüğü zaman okuması için bıraktığı how do you live buluyor. 

christian bale (shoichi), florence pugh (kiriko), robert pattinson (balıkçıl)

• filmin ingilizce seslendirmesinde mahito’yu no hard feelings ve you’dan hatırlayabileceğimiz luca padovan; balıkçılı robert pattinson; mahito’nun teyzesi natsuko’yu gemma chan; babasını christian bale; paralel dünyanın kurucusu büyük amcasını mark hamill; paralel dünyada onlara yol gösteren balıkçı kiriko'yu florence pugh; annesinin çocukluğu himi'yi the boys'la tanıdığımız karen fukuhara; bilge pelikanı willem dafoe; yine paralel dünyada mahito’yu yemek için canla başla uğraşan muhabbet kuşlarının kralını ise dave bautista seslendiriyor. film ülkemizde vizyona orijinal dili olan japonca girecek, ama belki daha sonra dijitalde dubjlajlı haline de denk gelebilirsiniz.