2024'ün en iyi dizileri, şimdilik


2024'ÜN EN İYİ DİZİLERİ*
*şimdilik**
bu yazının taslağını 16 nisan günü oluşturmuşum. yılın en azından ilk yarısında yapmaya çalışırım her zaman ama nisan da bayağı bir iddialıymış gerçekten kendimi hiç bilmezmiş gibi! haziran asıl hedefim son birkaç senedir. ama gördüğünüz gibi kaldık temmuza ve hatta tam da emmy adaylarının açıklanacağına güne. hedeflerimi daralttım ve kısıtladım şu an, yazıyı adaylar açıklanmadan bitirmek niyetindeyim.

** şimdiliği kalmadı malum aralığın başına geldik artık...


INDUSTRY
(3. SEZON) en başından beri çok seviyordum ama bu sezon bir başka oldu bu dizi, ete kemiğe büründü adeta, ilk anından son sahnesine diken üstünde izletti. succession'ın koltuğunun en önemli adayı öyle söyliyim. 2020'nin en iyi dizileri arasında yer verdiğimde şöyle anlatmışım: olup biteni teknik anlamda anlaması benim için zor olsa da-finans piyasası- rekabetin bol olduğu bu dünyada kendini kanıtlamaya çalışan bir takım yeni mezunların mücadelesini izlemek kesinlikle kayda değer bir tecrübeydi. ikinci sezonu da gelecek. dördüncü sezon yolda diyerek bir sonraki dizimize geçelim.

TRUE DETECTIVE: NIGHT COUNTRY bu konuda daha fazla konuşulmamış olmasının tek müsebbibi platformsuzluğudur bu dizinin. aileme izletme bahanesiyle ikinci defa izlerken en azından bir storyline eksiltilebilir miydi senaryodan diye düşünmedim değil, fakat uzun zamandır böyle bir açlıkla yeni bölümünü beklediğim bir dizi olmamıştı. teşekkürler hbo, teşekkürler jodie foster, kali reis ve fiona shaw. (NO PLATFORM AMA HBO, MUHTEMELEN DE PEK YAKINDA BLUTV)

ENGLISH TEACHER iyi bir komedi keşfettiğimde başka her şeyden daha mutlu ediyor bu beni. isminden de anlaşılacağı üzere bir ingilizce öğretmeninin maceralarını izliyoruz. openly gay, hazır cevap, dürüst. (HENÜZ PLATFORMSUZ AMA DISNEY'E GELMESİ KUVVETLE MUHTEMEL)

THE PENGUIN yıllarca bunu beklemişiz meğerse. ve colin farrel, makyajsa makyaj, çok iyi. ama dizinin asıl 'patronu' cristin milioti. sofia falcone rolü için doğmuş. bir bölümüm kaldı bitmesine, batman'in bahsi geçmedi henüz ama bence geçicek inş. (BLUTV)

FARGO harika ötesi bir sezondu! ilk sezondan sonra çok savrulmuştu (şahsen ikiyi de sevmiştim çünkü uzaylı gören kirsten dunst) fakat bu sezon tam da tadını buldu ve o tattan yenmedi, tüm kadro ve hikaye mis gibiydi. ne yazık ki platformsuz. (TV Plus'ta izlenebilir)

RIPLEY ne diyebilirim ki. filmin önüne geçti mi hayır. geçmesi de gerekmiyordu zaten. ripley'nin her haline zaten ok olan biri olarak bu yalınlıktan çok mutlu ayrıldım. ayrıca dakota fanning demek istiyorum. bence ödül sezonunda ismini göreceğiz onun da. (NETFLIX)

SWEETPEA ripley demişken bana onu çok hatırlatan bir karakterle tanıştım, ella purnell'in canlandırdığı rhiannon lewis. tom ripley gibi o da zorunda kaldığı için seri katile dönüşen, ama bundan bir miktar da zevk alan biri. hem çok sıradan ve neredeyse görünmez hem de son derece tehlikeli, gerektiğinde ise çok zeki. cj skuse'un kitap serisinden uyarlanmış altı bölümlük mini dizi, ama mini dizi olduğuna bakmayın siz devaı gelme ihtimali çok yüksek. 

MR. & MRS. SMITH müthiş bir şeydi bu. yeni sezonu zaten onaylandı fakat donald glover ve maya erskine'in olmayacakları beni üzüyor. ama elbette eminim yine çok tatlı bir çifti izliyor olacağız. (PRIME VIDEO)


BABY REINDEER
hepimizi aldı katladı kenara koydu, bu sene tüm ödül törenlerinde bol bol göreceğiz ellerinde heykelciklerle bilhassa da martha rolündeki jessica gunning'i (gördük). vogue türkiye'de diziyi ve ardından yaşanan dava sürecini yazdığım yazıya burdan ulaşabilirsiniz....


LOOT
artık hak ettiği değeri görmesi gerekiyor! dizinin kendi gibi, 'amaaaan o zaten çok zengin, sevgimize ihtiyacı yoktur,' gibisinden bir horgörülmesi bir önemsenmemesi var, bir an önce değişmesi gerek hazır maya rudolph iyice rahatlamışken milyarder rolünde ve dizi 3. sezon onayını almışken! (APPLE TV)

HACKS bu sezon da yine çok iyiydi. dördüncüde ortalık iyice karışacak, sabırsızlanıyorum! (BEIN CONNECT)

WE ARE LADY PARTS muhteşem bir ilk sezonun ardından bir o kadar iyi bir ikinci sezonla gelmek her yiğidin harcı değildir ama WALP bunu, çıtayı daha bile yükseğe taşıyarak başardı. sadece kadınlardan oluşan müslüman punk grubunun hikayesi, ona eşlik eden mükemmel şarkılar, romans filan derken, çok harika bir final yaptı, öyle harika ki hikayeyi toparlar gibi oldu ama ben buna henüz hazır değilim ve 3. 4. sezonlara aç, bekliyorum. (NO PLATFORM)


THE BEAR
3. sezon yine yaptı yapacağını. aslında bu konu hakkında ayrıca yazmak istiyordum fakat pek sanmıyorum şu günlerdeki odaklanma oranım düşünüldüğünde, ama hızlıca: (spoiler içerir) the bear’ın en iyi sezonu değil 3. ama neden the bear’in devam etmesi gerektiğiyle ilgili pek çok ipucu içeriyor ve bu yüzden de belki en iyi sezonu. bu sezon artık restoranını açmış olan carmy’yi michelin yıldızı kovalarken izliyoruz, bu yolda menüyü her gün değiştirmek ve insanlara nelere kadir olduğunu göstermek gibi bir niyeti var. restoran popülerliğini ve müşteri kitlesini korusa da kâra geçmesi için daha çok vakit gerekiyor ve amcası da paranın bittiği mesajını bir türlü yeğenine ulaştırmayı beceremiyor. 
geçen sezon tanıştığımız, olivia colman’ın canlandırdığı chef terry'nin restoranının kapanmak üzere olduğunu öğreniyoruz bir de bunun üstün. bu tabii karna tekme cinsinden bir haber carmy ve yoldaşları için. bu sezon bir karakterin geçmişine gidiyoruz napkins isimli 'stand alone' 6. bölümde ve tina marrero'nun beef’le yollarının nasıl kesiştiğini öğreniyoruz. bu bölümün bir diğer özelliği de sydney rolünde izlediğimiz ayo edebiri tarafından yönetilmiş olması. çok çok iyi bir bölüm. bir stand alone bölüm daha var o da beni son derece sıkan ama yine de gerekli gördüğüm ice chips; burda da natalie'nin hem doğum, hem de annesiyle (jamie lee curtis) yeniden bağ kurma sancılarına tanıklık ediyoruz. bence doğum sahneleri ve ikinci dünya savaşı storyline'ları yasaklanmalı artık, yeterince izledik çünkü (faşist admin). terry sayesinde harika bir veda yemeği izliyoruz. dikkatli gözlerden bradley cooper’ın burnt filmindeki bir sahnesinin de duvardaki hatıra fotoğraflarının arasında olduğu kaçmıyor. geçen sezonki noel yemeği bölümünde tanıştığımız tüm karakterleri bu sezon birkaç saniyeliğine de olsa yeniden görme şansımız oluyor (john mulaney, sarah paulson gibi). nasıl becerdiler bunu yapım tarafında gerçekten bilmiyorum. dünyanın en hızlı hazırlanıp fırına verilen dizisi the bear ve eminim 4. sezonunda da bu böyle olacak (aman diyim nazarrrrr) 4. sezon için ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam! (DISNEY PLUS)


NOBODY WANTS THIS 
hayır, tam tersine bu diziye, adam brody'nin geri dönmesine ne çok ihtiyacımız varmış meğer! yayınlanır yayınlanmaz ikinci sezon onayını alan bu romantik komedinin en güzel tarafı olgunluğu bana kalırsa. yakıp yıkmaktansa inşa etmek, hoşgörmek üzerine. carrie bradshaw bunu izlemeliydi zamanında. (NETFLIX)

SHRINKING (2. SEZON) beni ağlatmaya devam ediyor bunlar ne yazık ki. aşırı amerikan ve californian ve güneşli gibi görünürken insanı bir anda alaşağı ediyor. bu sezon, karısını nasıl kaybettiğini öğreniyoruz jimmy'nin (jason segel). daha ayrıntılı bilgi için... (APPLE TV PLUS)

AGATHA ALL ALONG Wandavision Marvel evreninden çıkan en güzel şeydi, Agatha da geleneği bozmadı. Bir sezonu daha olacak mı hala muallakta bırakılmaktayız, fakat bence çok yazık ederler olmazsa... mı acaba, belki de burda bitmeli bu hikaye, kararsız kaldım bir anda. (DISNEY PLUS)

EXPATS özlediğim nicole kidman'ı ve drama örgüsünü buldum bu dizide. hakkının yendiğini düşünüyorum. (PRIME VIDEO)

FANTASMAS hayatınızda böylesine absürd ve fantastik bi boşluk var mıydı bilmiyorum ama, fantasmas o boşluğu dolduruyor. (BLUTV)

OUTER RANGE çok erken bir veda ettik buna 2. sezonunda, müthiş sinirli ve kırgınım hala bu duruma. (PRIME VIDEO)

3 BODY PROBLEM netflix beklediği büyük diziyi (house of the dragon ya da rings of power türü) 3 body problem'de buldu gibi görünüyor. onlar bundan zaten emindi de bakalım biz sevecek miydik? sevdik diyelim. body body problemler var tabii ilk aklıma gelen aşırı seksi bilim insanı rolündeki eiza gonzalez mesela, ama bir sezonda daha dayanabiliriz sanıyorum kendisine. (NETFLIX)

FELLOW TRAVELERS 1950’lerden 80’lere yayılan bir aşk hikayesi; McCarthy döneminden AIDS salgınına Amerika’nın eşcinsellere uyguladığı baskı ve kısıtlamaları arka planına alan, siyasi ve romantik bir drama, başrollerde ise Jonathan Bailey ve Matt Bomer. Bu ikisi gerçekten muhteşemler. Alison Williams da Bomer'ın karısı rolünde hiç fena değil. 

FALLOUT prime, the boys'dan sonra yine şiddet ve pis konuşma konusunda elini korkak alıştırmadığını bu sefer de bir bilgisayar oyunu uyarlamasıyla kanıtladı, müteşekkiriz. plus: walton goggins. benim hayatımdaki yeri the righteous gemstones'la sağlamlaşmış biri. o diziyi de boş bir vaktinizde izleyin. (PRIME VIDEO)

THE BOYS (4. SEZON) henüz final yapmadı ve beşinci son sezon olacak ve yukarda da söylediğim gibi the boys televizyon tarihimize adını altın (biraz da kana ve boka sarılı bir şekilde) harflerle yazdırdı. (PRIME VIDEO)


THE PERFECT COUPLE
nicole kidman'a doyamayanlar için bir dizi daha. süper zengin insanların süper lüks ve renkli ama bir o kadar da esrarengiz ve karmaış hayatları. statüyü korumak için cinayet işlenir mi evet. bu yıl dakota fanning'in yılı bu aradai ripley'de de burda da göz kamaştırdı. bu yıl benim onu yetişkin bir aktör olarak kabul ettiğim yıl olarak değiştireyim cümlemi. (NETFLIX)


RU yılın en tatlı sürprizi oldu RU! meryem uzerli kahkahası diye bir şey olduğunu öğrenmenin yanı sıra çok da iyi bir oyuncu olduğunu keşfettim. burak berkay akgül'le tanıştım yine bu sayede. çook güzel bir ilk sezon izledik ve ikinci sezonun olmayacağını duymak: BENİ UZER! (GAIN) yine vogue türkiye için yaptığım BBA röportajımı da burada okuyabilirisiniz. UPDATE: İkinci sezon onayı geldi!

HOUSE OF THE DRAGON henüz sezonun bitmesine var ve hala neredeyse hiçbir karakterin ismini hatırlayamıyorum ama HOTD rüzgarına kendimi bırakmayı seviyorum. kadınlar hükmetsin! (BLUTV & BEIN CONNECT) (Sezon bitti ve çok iyiydi.)

THE FRANCHISE bi süper kahraman film serisinin arka planında yaşananları anlatıyor. bitmesin diye yavaş yavaş izliyorum. çok komik. umarım ikinci sezon onayını alır. (HBO & BLUTV)

GROTESQUERIE ryan pmurphy nadasa bırakılması gereken bir toprak bir tarla gibi. sürekli ekilip biçildiğinde iyi ekin vermiyor ama birkaç senede bir inanılmaz şeyler yumurtluyor. niecy nash ve süper bir keşif micaela diamond'ın başrollerinde oynadıkları dizide bir seri katilin peşindeyiz. ikinci yarıdan itibaren her şeyin tepetaklak olmasına hazırlanın.

MONSTERS: THE LYLE AND ERIK MENENDEZ STORY jeffrey dahmer'den sonra bu sefer de 1989 yılında anne ve babalarını öldüren menendez biraderlerin hikayesini anlatıyor ryan murphy monster serisinin ikincisinde. yine iki star kazandırdı sağ olsun: cooper koch ve grotesquerie'de de rol alan nicholas alexander chavez. hikayeyi benim gibi bu dizi sayesinde öğrenenler için her bölüm ayrı bir cevher niteliğinde bu arada. inanılmaz bir roller coaster!


UNDER THE BRIDGE (DISNEY PLUS)
PRESUMED INNOCENT (APPLE TV)
ELSBETH (BEIN CONNECT)
FEUD: CAPOTE VS. THE SWANS (DISNEY PLUS)
PALM ROYALE (APPLE TV)
DISCLAIMER (APPLETV)
DOCTOR ODYSSEY (DISNEY PLUS)
EMILY IN PARIS (4. SEZON) (NETFLIX)

HENÜZ İZLEMEDİM, FAKAT İZLERSEM LİSTEYE GİRECEKLERİNE NEREDEYSE EMİNİM: (güncelleme: bu listemi acayip manasız buldum mesela şu an ama silmiyorum, gereksiz yani, hiçbirisini de hala izlemedim ve izlemeyeceğim de belli ki.)
CRIMINAL RECORD (NO PLATFORM)
THE JERROD CARMICHAEL REALITY SHOW (BLUTV)
GIRLS 5EVA (NETFLIX) bunu kara günler için bekletiyorum, daha kara günler olabilir mi kişisel hayatımda onu da zaman gösterecek 😂😂😂😂😂 +allah korusun & tövbe estafurullah. (oldu) (bunun dışında, bunu her an bi oturuşta bitirebilirim)
EXTRAORDINARY (DISNEY PLUS)
ERIC (NETFLIX)
QUEENIE (DISNEY PLUS)
THE GENTELEMEN (NETFLIX)
MONSIEUR SPADE (TV PLUS)
A GENTLEMAN IN MOSCOW (NO PLATFORM)

ayrıca: