Sezonumuz artık tam anlamıyla açıldı. Ha geldi ha gelecek, çocuklar da artık yetişkin diye diye kendimizi yiyip bitirdiğimiz Stranger Things'in final sezonundan, Rachel Sennott'ın içimi daha izlemeden kıpırdatan I Love LA'ine, iyi bir yerli dizi izleyeceğimize dair inancımın tam olduğu Fer'den Frankestein'a harika bir takvim var önümüzde! Anlatıyım...
I LOVE LA
Bu ay Stranger Things'le birlikte en çok yolunu gözlediğim dizi. Daha duyurulduğunda, adı bile belli olmadan önceden beri gün sayıyorum Rachel Sennott imzalı bu işe. Çağa ve diline ayak uydurmuş ve LA'de geçen bir Girls beklentisi içindeyim, çığır açma açısından diyorum bunu. Lena Dunham kendini aşamadı mesela Too Much'la, beklentimi kesmesem de, o esnada bu harika yeni neslin işlerine odaklanmakta fayda görüyorum. Adults, Overcompensanting ve English Teacher hatırlatması yapıyorum bir de tekrar. Hop hop mideye indirilecek ve indirilmesi gereken işler.

7 KASIM (bu tarihi not edin, çılgın çünkü)

4 KASIM
ALL’S FAIR, DISNEY+
Kim Kardashian gerçek hayatta olamadığı avukatı dizide oldu sonunda. Öküz gibi kadrolu Ryan Murphy işlerine alışığız işte bu da onlardan biri, süslü püslü abartılı. İzlicem tabii mutlaka hiç kendimi kandırmiyim. Bakın sayıyorum kadroyu: Kim K işte, Sarah Paulson, Glenn Close, Teyana Taylor-One Battle After Another'ın delisi, Niecy Nash-Grotesquerie ikinci sezon gelmeli asıl acilen, Elizabeth Berkeley, Grace Gummer diyeeee gidiyor. Sırf kadın avukatlardan oluşan ve sadece kadın müvekkillerle çalışılan bir hukuk bürosu ve bunlara düşman bir diğer avukat, Sarah Paulson. Kan revan anca kağıt kesiği kıvamında olur bunda diye ümit ediyorum ama Ryan Murphy bu, bir yolunu bulur.
PLURIBUS, APPLE TV
Heh, bir de bu delilik başlıyor bu ay, Breaking Bad'in yaratıcısı Vince Gilligan'ın elinden çıkıyor bu bir, Better Call Saul'daki performansıyla hakettiği Emmy'ye bir türlü kavuşamayan Rhea Seehorn başrolünde bu da iki. Türü bilim kurgu-dram. Karakterimiz Carol Sturka (Seehorn) başarılı ama mutsuz bir aşk romanı yazarı, hikaye de bir tür ‘virüs’ veya olay sayesinde insanların sürekli mutlu, iyimser hale geldiği bir dünyada geçiyor. Carol ise bu olaya bağışıklığı olan kişi gibi. Haftanın günlerini geri saymaya değecek gibi inşallahhhh!
FRANKESTEIN, NETFLIX
Bu ayın en iyi işlerinden biri olacağını gezdiği festivaller sayesinde zaten bildiğimiz Frankestein yurt dışında sinemalarda da gösterilecek ama bizde öyle bir programlaması yok. Filmekimi'nde kaçırdığıma açıkçası üzüldüm, sinema perdesinde deneyimlenmeyi hakediyor çünkü. Guillermo del Toro'nun yönettiği-neredeyse her yönetmenin bir Frankestein tutkusu var sanırım, çünkü bu 50. F. filmi falan-neyse, fotoğrafta da gördüğünüz Oscar Isaac Doktor Frankestein rolünde, onun canavarını Jacob Elordi canlandırıyor. Fazla yakışıklı bir canavar olduğu eleştirisi yapıldı onun dışında aşırı bayılındı dediğim gibi. Bu sene bir de Maggie Gyllenhaal'dan Frankestein'ın gelinini izleyeceğiz, The Bride, Jessie Buckley ve Christian Bale başrollerinde. Bitmez yani bu sevda.
Bu ayın en iyi işlerinden biri olacağını gezdiği festivaller sayesinde zaten bildiğimiz Frankestein yurt dışında sinemalarda da gösterilecek ama bizde öyle bir programlaması yok. Filmekimi'nde kaçırdığıma açıkçası üzüldüm, sinema perdesinde deneyimlenmeyi hakediyor çünkü. Guillermo del Toro'nun yönettiği-neredeyse her yönetmenin bir Frankestein tutkusu var sanırım, çünkü bu 50. F. filmi falan-neyse, fotoğrafta da gördüğünüz Oscar Isaac Doktor Frankestein rolünde, onun canavarını Jacob Elordi canlandırıyor. Fazla yakışıklı bir canavar olduğu eleştirisi yapıldı onun dışında aşırı bayılındı dediğim gibi. Bu sene bir de Maggie Gyllenhaal'dan Frankestein'ın gelinini izleyeceğiz, The Bride, Jessie Buckley ve Christian Bale başrollerinde. Bitmez yani bu sevda.
FER, GAIN
Bu ayın en merakla beklediğim yerlisi. Uzundur sessizliğe gömülmüştü, neyse adı kondu ve kasımın ilk haftasında izleyeceğiz. Başrollerinde Melisa Sözen, Ertan Saban ve çok beğendiğim Ferit Aktuğ'un oynadıkları dizide Sözen kocasından (Aktuğ) ayrılmış ama henüz boşanmamış, geçimini korsan taksi şoförlüğü yaparak sürdüren bir kadını canlandırıyor. Sonra bir gün arabasına biri biniyor (Saban) ve hayatı değişiyor. Kriminal, komedi, romans, dram, her şeyden bir doz alacağız, yönetmen koltuğunda da Türkan Derya. İzlemeden seveceğime eminim, Allah utandırmasın!
PALM ROYALE, APPLE TV
Valla bunu Kristen Wiig hatrına izliyorum ne yalan söyliyim. Güldürüyo da ama asıl sanat yönetimini çok beğeniyorum, detaylarında kaybolup ilhamlar alarak ayrıldığım muhteşem bir dönem işi. Bir de dizinin kendisinden çok Wiig'in gezeceği Late Night ve Talk Show'ları iple çekiyorum! İzlememiş olanlar için, 70'lerdeyiz ve sınıf atlamak için uğraşıp didinen bir Wiig izliyoruz, her şeyi göze alıyor bunun için, katakullicilik ötesi, yalan söylüyor, suç işliyor, neyse kadro da çok tatlı, Leslie Bibb, Carol Burnett, Ricky Martin! Evet Ricky Martin, ve bayağı da iyi!
12 KASIM
A MERRY LITTLE EX-MAS
BİZİM MUTLU NOELİMİZ, FİLM
Boş beleş noel filmlerini, özellikle de sevdiğim aktörler oynuyorsa izlemeye bayılıyorum! Hiç vakit kaybetmeden gelir gelmez oturuyorum başlarına ve mutlaka mısır da patlatıyorum, bu da benim bi rituelim. Bunda da Alicia Silverstone ve Oliver Hudson başlıktaki ex'leri canlandırıyorlar. Sonu başından belli farkındasınız di mi? İki sorum var, birincisi Oliver Hudson neden daha çok projede yer almıyor, demiyorum ki Succession seviyesinde olsun, ama mesela bizim The Office Pam'le oynadıkları Ellen Degeneres'in yapımcısı olduğu bi dizileri vardı iki sezon sürmüştü, Splitting Up Together, sonra elle tutulur bir şey yapmadı. İkinci sorum da Yorgos Lanthimos'un Alicia Silverstone sevgisini neye bağlıyoruz? Gerçi adam Friends hayranı da yani böyle bi 90'lar fetişi var herhalde... PS: Bugonia'daki Rachel maskelerini gözden kaçırmadınız inş.
13 KASIM
THE BEAST IN ME, NETFLIX
Matthew Rhys ve Claire Danes'in başrollerinde oynadıkları dizi Netflix'e gelecek. Ben MR hayranıyım aşırı, Claire'e de boş değilim zaten ve türü itibariyle de çok ilgimi çeken bir iş hemen izlicem. Anlatıyım, Danes Aggie Wiggs isimli bir yazarı canlandırıyor, fakat bir süredir tıkanmış, üretemiyor, bir de oğlunu kaybetmiş, her anlamda küskün yani hayata. Bu esnada yeni bir komşu taşınıyor mahallesine, emlak yatırımcısı zengin güçlü bir adam, Nile Jarvis, evet doğru tamin ettiniz: Rhys. Fakat bu adamın da zamanında karısı şüpheli bir şekilde ortadan kaybolmuş ve bu durum bizimkinin ilgisini çekiyor, riskli olduğu kadar hayata, yazmaya yeniden dönmesini sağlayan bir oyun başlıyor aralarında bu tanışma vesilesiyle. Dizinin yaratıcısı Howard Gordon'ı Homeland'den tanıdığımızın da altını çiziyim ayrıca.
27 KASIM
STRANGER THINGS
İzleyeceğim için heyecanlı olduğum kadar izlemeyi hiç istemiyorum da! Anlıyorsunuz di mi ne demek istediğimi! Bitmemeli. Ama bitmeli de. Yandık! Geçen yeni fragmanı çıktı mesela, onu da izlemedim. Bu başka bir tutku. O tutku The Goonies'den geliyor. Çocukken en çok izlediğim filmdi herhalde, video kaset kiraladığımız zamanlar, alırsın kaseti bir hafta kalır evde, izle izleyebildiğin kadar. Yıllar sonra yeniden girişmelerimin sonuncusunda biraz fazla gürültülü geldi, bıraktım, romantik nostaljimi, ya da melankolimi, daha fazla etkilemek istemedim, güzel hatırlayayım dedim. Stranger Things de The Goonies ekolünden, ama birkaç ton daha koyusu, The Thing de var mesela içinde, It var sonra. Geçen hafta It: Welcome to Derry izleyip de, "Bunda Stranger Things havası var, HBO'nun Netflix'e cevabı," gibi yorumlar duyduğumda bıyık altından güldüm hep, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan durumu çünkü ve hepsini de mideye indiririm hiç acımam (sorry).
İzleyeceğim için heyecanlı olduğum kadar izlemeyi hiç istemiyorum da! Anlıyorsunuz di mi ne demek istediğimi! Bitmemeli. Ama bitmeli de. Yandık! Geçen yeni fragmanı çıktı mesela, onu da izlemedim. Bu başka bir tutku. O tutku The Goonies'den geliyor. Çocukken en çok izlediğim filmdi herhalde, video kaset kiraladığımız zamanlar, alırsın kaseti bir hafta kalır evde, izle izleyebildiğin kadar. Yıllar sonra yeniden girişmelerimin sonuncusunda biraz fazla gürültülü geldi, bıraktım, romantik nostaljimi, ya da melankolimi, daha fazla etkilemek istemedim, güzel hatırlayayım dedim. Stranger Things de The Goonies ekolünden, ama birkaç ton daha koyusu, The Thing de var mesela içinde, It var sonra. Geçen hafta It: Welcome to Derry izleyip de, "Bunda Stranger Things havası var, HBO'nun Netflix'e cevabı," gibi yorumlar duyduğumda bıyık altından güldüm hep, yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan durumu çünkü ve hepsini de mideye indiririm hiç acımam (sorry).
Üç kısım halinde izleyeceğiz, takvimimizi aşağı iliştiriyorum.
1. KISIM 27 KASIM
2. KISIM 26 ARALIK
FİNAL 1 OCAK
BU AY AYRICA
6 KASIM
DEATH BY LIGHTNING, NETFLIX
Matthew Macfadyen, Michael Schannon, Betty Gilpin, Nick Offerman başrollerde, ABD başkanlarından James Garfield'ı ve ona suikast düzenleyen Charles Guiteau'nun hikayesini anlatıyormuş.
14 KASIM
THE SEDUCTION, HBOMAX
Diane Kruger'lı bir Dangerous Liaisons uyarlaması.
MALICE, PRIME VIDEO David Duchovny, Carice Van Houten-Melisandre ve Jack Whitehall başrollerde.
LEFTER BİR ORDİNARYUS HİKAYESİ, FİLM, NETFLIX
Efsanevi futbolcu Lefter'in hayat hikayesi, Erdem Kaynarca canlandırıyor Ordinaryus'u, yönetmen koltuğunda ise Can Ulkay oturuyor.


VİZYONDA
14 KASIM
BLUE MOON (YÖN: RICHARD LINKLATER)
SOYUT DIŞAVURUMCU BİR DOSTLUĞUN HİKAYESİ VEYAHUT YAN YANA (YÖN: MERT BAYKAL)
14 KASIM
BLUE MOON (YÖN: RICHARD LINKLATER)
SOYUT DIŞAVURUMCU BİR DOSTLUĞUN HİKAYESİ VEYAHUT YAN YANA (YÖN: MERT BAYKAL)
Arkadaşlar ben izledim Yan Yana'yı ve o kadar sevdim ki! Fransız 2011 yapımı Intouchables'ın uyarlaması, onu da çok severim, Omar Sy ve François Cluzet'nin oynadıkları, bunun başrollerinde Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer var ve o ikisiden başka hiç ama hiçkimse olamazmış bu versiyonda! O kadar cuk oturmuşlar o kadar iyi oynamışlar! Hemen arkalarından da Hatice Aslan ve Bige Önal geliyorlar, zaten ben de Bige'ciğimle röportaj yaptığım için (nu-look dergisinin yeni sayısını hemmeenn ediniyorsunuz, çıkar çıkmaz yani, haber veririm, muhteşem ötesi bir de moda çekimi yapmışlar Baksı Müzesi'nde!) önden izleme şansını elde ettim. Sinemaya gitmenize değecek sıcaklıkta bir film! Yükseğim bayağı gördüğünüz üzere.
28 KASIM
IDEA (YÖN: TAYFUN PİRSELİMOĞLU)
ALFA (YÖN: JULIA DUCOURNAU)










