pek sevgili festivalciler,


bugün uzun bir bekleyişle başladı 30 film festivali maceramız.


sizleri film listemle tanıştırmak isterim:

bu aşağıda gördüğünüz filmlerden sadece bazılarını izleyebieceğim. (diğerleri annem ve babam içın seçtilerim) beyaz insan'ı izleyeceklerimden biri. kendisi claire denis'nin son filmi. claire denis festivalin bu seneki jüri başkanı. (daha önce de bahsetmiştim) festival boyunca kendisinin önceden çektiği filmlerden bir seçki de gösterilecek. beyaz insan dışında, pupupidu, harika çocuk, gişe memuru, ve copacabana da izleyeceğim filmler arasında.
  • gişe memuru (fragmanının bir kaç gün sonra aramızda olacağı haberini biraz önce aldım)
  • pupupidu
  • harika çocuk: basquiat belgeseli
  • ekim
  • buz sesi
  • elveda taypey
  • kumdan kale
  • beyaz insan
  • copacabana festivalin açılış filmine bilet bulabilmiş olduğum için şanslıyım. seneler önce bu şansı welcome to the dollhouse ile yakalayabilmiştim.
  • yeni yıl, istanbul film festivali'nde yer alan favori yönetmenlerinden norveçli bent hamer'in son fimi. kitchen stories'ı örneğin, düşündüğüm an içime bir sıcaklık ve hüzün yayılır...

saatler sonra bilet siparişlerimizi vermek üzereydik. sırada geçen zaman hem yeni arakadaşlar edinmemize, hem de filmlerimizi son bir kez gözden geçirmemize yaramıştı. dersin başlamasına dakikalar kala biten ödevleri anımsattı bize bu bekleyiş sırası program çözümlemesi...

bunlar da izlemek isteyip de yer bulamayıp üzüldüklerim. ama ümidimi kaybetmiyorum, bazıları için en azından, festival kapılarını aşındırabilirim.
  • imkansızın şarkısı: haruki murakami'nin aynı adlı kitabından uyarlanan ve soundtrack'ini radiohead'den johhny greenwood'un yaptığı japon filmi bizi kitabının götürdüğü yerlere götürecek mi göreceğiz. bu filmin de vizyona giriş ihtimalinin olacağını düşünüyorum...
  • pina: wim wenders'ın yönettiği bir müzik ve dans belgeseli pina bausch için 3 boyutlu olarak çekilmiş.
  • bizim büyük çaresizliğimiz: seyfi teoman'ın yönettiği film, festivalin uluslararası yarışmasında...
  • canım komşularım: jay baruchel (a sorcerer's apprentice, she's out my league) ve scott speedman'ın (felicity, barney's version) başrolleri paylaştığı bu gerilim filmi, kanada yapımı.
  • küçük beyaz yalanlar: bu fransız filmi daha sonra eminim vizyona girecektir, yer bulunamazsa mühim değil pek o kadar, ama eğlenceli olacağa benzeyen pek zengin bir kadrosu var.
  • ömrümüzden bir sene: mike leigh'nin (vera drake, secrets and lies) bu son filmi bayağı beğenildi, çok uzun zamandır en merak ettiklerimden biri olarak listede. son anda festival randevusunu iptal edenlerin yerlerini kollamayı düşünüyorum. bu noktada da bir kez daha özlüyorum emek sinemasını ve emektar, anlayışlı, insiyatifkar yer göstericilerini...
  • çığlık 4: ilk çığlık filmini bir akşamüstü sinemada tek başıma izlediğimde çok eğlenmiş, çok korkmuş ve bu deneyimin bir parçası olduğum için kendimi çok şanslı hissetmiştim. yıllar geçti ve iki kötü devam filmi seyrettik, hatta üçüncüsünü ben şahsen seyredemedim bile. ama nedense bu dördüncüyü, belki de sosyal medya denen bu şeyin hayatlarımıza bunca girip bir sürü kökten değişiklik yaptığı bu günlerde, pek bir izleyesim var. serinin esprili tarafının tekrar günyüzü görüp bu ortama tatlı bir eleştiri getirebileceğini düşünüyorum.

edindiğimiz arkadaşlar hem yeni nesli tanımamıza hem de uzun bekleyişin keyifli geçmesine yardımcı oldu.