
jack kerouac'ın aynı isimli romanından walter salles tarafından tarafından beyaz perdeye uyarlanan bu filmin en ilgi çekici yanı kristin stewart'ı eğlenirken ve hatta dans ederken görecek olmak. bu kız ne çok üzüldü yıllardır farkınd amısınız... diabetik şoklardan (panic room) vampir ataklarına (!) başına gemeyen kalmadı.
her neyse. sonuçta filmin baş köşesinde stewart değil, garrett hedlund ve sam riley oturmaktalar.
walter salles'i bir yol fimleri uzmanı oalrak değerlendirmeye alacağız artık gibi görünüyor. central station, ardından motosiklet günlükler şimdi de on the road: yolda...
gencecik cast umut vaad eden bir sürü oyuncuyu içinde barındırıyor. ben şahsen tron legacy'den sonra garrett hedlund'u bir daha nerede izleriz diye merak edip duruyordum örneğin. hele de prada defilesinde podyumda gary oldman, adrien brody ve emile hirsch ile birlikte yürüdükten sonra adından sıkça bahsedeceğimizden adım gibi emindim.
filmde bir de kirsten dunst bulunmakta, ki bu da benim için sevindirici bir etken... sanki diğer gençlere göre biraz daha az göreceğiz yüzünü ama olsun, melancholia öncesi zaten fazlasıyla uzun sürmüş olan sessizliğini bozdu artık, önemli olan o.
başroldeki sam riley ise control filminde ian curtis'i canlandırdıktan sonraki en önemli rolüyle karşımıza çıkmakta.




fragmanı buyrunuz efendim: