şimdi varım.
işin en güzel yanı sanırım artık evimizin 'çalışma odası' olarak adlandırdığımız ancak şu güne dek dolap odası görevini yerie getirebilmiş mekanından sesleneceğim sizlere.
çok daha konsantre çok daha detaylı ve çok daha şimdi ne diyeceğimi bilemediğim ama elbet güzel bilgilerle karşınızda olacağım.
gidilen yer, ziyaret edilen kişiler ne denli güzel olsalar da insanın evi bir başka.
yok durun daha erken.
benim kalbim hep roma'da kalıyor.
romalılara sorsanız nasıl şikayetçiler inanamazsınız. bence delirmişler. dünyanın en güzel şehrinde yaşıyorlar haberleri yok. çok klasik ve bir o kadar da klişe bir durum tabii bu.

from the director of alice in wonderland diyor ya, hakaretten başka birşey değildir bu. ama sistem bunu gerektiriyor tabii, şimdinin çocukları onu edward makaseller'le değil, alis harikalar diyarında ile tanıyorlar...
neyse, ben izlenim kimliğime geri döneyim, lovethedogfish sandım buraları!
buyru size ayağımın tozuyla bir adet frankenweenie fragmanı.
tim burton ne kadar şanslı bir adam. kim istemez bir filmi daha iyi şartlarla, daha yeni bir teknolojiyle ve daha olgun bir kafayla bir kez daha yorumlayabilmeyi!
(michael haneke gibi örneğin. bakınız funny games. aklınıza gelen başkalar varsa söyleyin çekinmeyin isterim)
buyrunuz efendim.