berlin gunlukleri, 1

alfred molina ve john lithgow
karin acligi konusunda venedikteki halimi aratmayan bir telasa kapilmis durumdayim.
neyseki leblebilerim ve dun yapi kredinin lounge'undan aldigimi unutup az once cantamda karsilasinca gozlerimi isildatan bir de muzum var. ama kendimi boyle acindirdigima bakmayin, burasi nefis yiyeceklerle dolu, yalnizca ben biraz saskinim, o kadar.





john lithgow (dexter duuuh!) ve alfred molina'nin basrollerinde oynadiklari love is strange/ask acayiptir (neden olmasin) festivalde izledigim ilk film oldu.

39 yillik beraberliklerini new york'ta escinsel evliligin yasallastirilmasiyla taclandiran bir ikiliyi mukemmelen canlandiriyolardi. (uuu bulten gazeteciligi)

filmden hemen sonraki basin toplantisinda daha once keep the lights on'unu izlemis oldugum filmin yonetmeni ira sachs ve lithgow'un yani sira senarist maurcio zacharias da hazir ve nazirlardi.

moderator andreas'in tatli biyiklari ve moderarlugunun hakkini vermesine de ayrica bravo. (begenmis)

yonetmenin ve senaristin de belirttikleri gibi umut dolu bir senaryo. en sikintili zamanlarda bile aydinlik mekanlarla insanin ruhunu hic sikmamayi basaran kareler, guzel kostumler (bir ressami oynayan lithgow'un terasta tablosunu boyarken gomleginin icine giydigi breton cizgileri ve pastel tonlardaki sahane keten takimlarinifark etmedik sanmayin)

en dustugun, en umit etmedigin, beklemeyi en biraktigin anda gelen iyi haberler uzerine bir film. ve new york'taki kiralarin yuksekligi, escinsellere evlenme hakki taninmasinin ise bu dunyada hepimizin bir gun esit olmasi yolunda atilan sadece kucuk bir adim oldugunun, isin bunula ne yazik ki hic bitmediginin...

joey rolundeki charlie tahan
ayrica son sahnedeki kaykayci kizi yoldan cevirmisler, asil tuttuklari aktrisin kay kay bilmedigi ortaya cikinca, yapim sorumlulularindan biri new york bloklarinca kovalamis bir kizi, metroya filan binmis zor yetismisler! ama olmus, kostume bile gerek kalmamislar, kendi haliyle oynamis.
marisa tomei'in oglunu canlandiran charlie tahan'in yetenegini. konsantrasyonunu anlata anlata bitiremedi ira sachs. zaten ilginc de bir yuzu var. bu ismi not almakta fayda olacak anlasilan.

orta yaslilar icin bir film bu diye de ekledi sachs. her jenerasyondan iliski ornekleri vererek anlattigi hikayesini ben orta yasli bulmadim, ya da soyle diyelim, orta yasli olmamama ragmen keyifle izledim. iyi bir ilk filmimdi, tesekkurler efendim.